Ümraniye’de polis tarafından vurularak öldürülen Yavuz Genç için bir araya gelen “Yavuz Genç Adalet Platformu” basın açıklamasında bulunarak, davanın taksirle öldürme suçu ile Asliye Ceza Mahkemesi’nden açılmasına tepki gösterdi.
20 Eylül 2022 Salı günü Ümraniye’de denetim sırasında hacizli olduğu gerekçesiyle trafikten men edilen otomobilini cinnet geçirerek yakan Yavuz Genç, polis kurşunlarıyla vurularak öldürüldü. Ancak Yavuz Genç’in ailesi bir kez daha “Adalet” için seslendi. Genç ailesi ve sevenleri tarafından oluşturulan “Yavuz Genç Adalet Platformu” 26 Mayıs Cuma günü Anadolu Adalet Sarayı önünde basın açıklamasında bulundu. Basın açıklaması sırasında savcı tarafından olayın Ağır Ceza Mahkemesi’nden değil, Asliye Ceza Mahkemesi’nden taksirle öldürme suçu ile ile dava açılmasına tepki gösterildi.
“TAKSİRLE ÖLDÜRMEDEN MAHKEME AÇILDI, KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM”
Düzenlenen basın toplantısında savcının Asliye Ceza’dan davayı taksirle öldürmeden açtığına dikkat çeken Genç Ailesinin Avukatı, dosya hakkında şu bilgileri verdi:
“Öncelikle Yavuz Genç kardeşimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Ailesine de sabırlar diliyoruz. Bugün burada bulunmamızın sebebi, Yavuz Genç İçin Adalet Platformu’nda Yavuz Genç’in dosyasıyla ilgili kamu oyuna bilgi vermek ve aydınlatmaktır. Bilindiği gibi 2022 Eylül ayında bu olay meydana gelmiştir. Aradan geçen 9 aylık sürede iddianame çok geç düzenlenmiştir. Bugün öğrendiğimiz itibariyle 14.42’de dava açılmıştır. Fakat dosyaya baktığımız zaman, iddianamenin olayla ilgisiyle ilgili, olayın delilleriyle ilgili hiçbir bağlantısı olmadığını taskirle öldürme nedeniyle dava açıldığı görülmektedir. Şunu söylemek isteriz ki “Yaşam Hakkı Kutsaldır”. Yaşam hakkının kutsallığı uluslararası sözleşmelerde, anayasamızda teminat altına alınmıştır. Yavuz Genç kardeşimizin de yaşam hakkı elinden alınmıştır. Olayın failleri, olayı işlerken kasten hareket etmişlerdir. Her ne kadar iddianamede bu şekilde bir anlatım varsa da biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Yavuz Genç İçin Adalet Platformu bunun için buradadır. Adaletin tecellisi için hepimiz buradayız. Amacımız gerçeklerin adaletin ortaya çıkmasıdır. Dosyaya bakıldığında, dosyada ki delillere bakıldığında olayın kasten olduğu açıkça ortadadır. Halbuki iddianamede taksirle öldürme gibi basit bir şekile indirgenmiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Biz inanıyoruzki önüne gelen dosyada mahkemenin görevsizlik kararı vererek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderileceği kanatindeyiz. Olayın failleriyle ilgilide gereken cezanın verileceği inancındayız. Mahkemeninde bu yönde karar vereceğine inanıyoruz. ”
BABA GENÇ, “BURADA 3 KİŞİ VURULMUŞ, NİYE ASLİYE CEZA MAHKEMESİNDEN DAVA AÇILDI?”
Basın açıklamasında söz alan baba Mehmet Zeki Genç, savcının kendisinden delil almadığını iddia ederek, “Sayın basın mensupları, ben haerhangi bir siyasi amaç ile buraya çıkmadım veya siyasi amacımda yoktur. Benim buraya çıkma sebebim adaletsiz bir vaziyette savcının beni tehdit etmesi. Ben savcı beye görüntü götürdüm. “Ben bu görüntüyü polisten alırım senden almam” dedi. Polis benimde polisimdir. Sadece onun polisi değildir. Bir çuval cevizin içerisinde iki tane çürük çıkabilir. Emniyet benimde emniyetimdir. Emniyet her hangi birinin can güvenliğini sağlayacak kimsedir. Buradan sayın valiye sesleniyorum. Vali bey, size yanlış bilgi vermişler. Siz diyorsunuz ki, seyir halindeyken araba durdurulmuş. Uygulamaya düşmüş. Orada birbirlerine sözleri çap gelmiş. Orada polis memuruna karşı gelmiş. Polis memuru ateş etmiş. Hayır durum öyle değil. Sayın valim. Olayın membaı şudur. Polisler kapının önüne geliyorlar, anons ediyorlar. Çocuğum iniyor aşağı. Diyor ki “Bu araba benim”. “Niye kaldırımdadır?” diyen polis, ceza yazıyor ve gidiyor. 10 dakika sonra bir daha geliyor. Diyor ki, “Arabanın bağlanması var götüreceğiz.” Çocuğum diyor ki “Madem bir bağlanması var, bu cezayı niye yazdınız.” İkinci bir ceza yazılıyor. İkinci ceza yazılınca olay patlıyor. Olay patladığı sırada acımasız bir şekilde, gaddar bir şekilde 14 mermi atarak, 8 mermi canına isabet ederek, 8 mermi ile çocuğumu katlediyor. İki tane orada yaralı oluyor. Yaralının bir tanesine baskı kuruyorlar, gece gidiyor. Mermiyi kastan çıkartıyor. Yaralının biri de burdadır. Onu da tedavi etmeden, gözümüze gözükme diye kovmuştular. Şimdi ben adalet istiyorum. Bu devlet hepimizin devleti. Başka sığınacak bir yer varsa söyleyin sığınalım. Başka sığınacak yer yoksa, devletimize sığınıyorsak adalet tecelli etsin. Buradan sayın cumhuriyet savcısına sesleniyorum. Ben iki tane dilekçe verdim. Bir oğlu vurulmuş insanı savcının, tehdit edip göndermesi hiçbir adalete sığmaz. Avukatım yanımdaydı. Yüzüme bakmadan, “Ben delilleri polisten alıyorum..” dedi. Sen delilleri benden de alacaksın, polisten de alacaksın. Niye benden delilleri almıyorsun? “”Çık, çık” bana bunu demesi çok ağrıma gitti. Niye ağrıma gitti? Çünkü sen benim savcımsan adaleti sen tecelli ettireceksin. Madem adaleti tecelli ettirmiyorsan burada neden oturuyorsun? Bugün burada basın toplantısı düzenleyeceğimizi duydukları için bugün saat 14.42’de davayı Asliye Ceza Mahkemesinden açmış. Trafik cezası değil ki, savcı bey Asliye Ceza’dan mahkeme açmışsın? Burada 3 kişi vurulmuş. Birincisi kasten öldürülmüş. İki tane yaralı var. Ne diye Asliye’ye açmışsın? Asliye’nin bunu ret edeceğine de eminim.
YUNUS GENÇ, “BENİM KARDEŞİM TAHRİK EDİLEREK, CANINA KASTEDİLDİ”
Kardeşinin seyir halindeyken uygulama takılmadığını, iş yerinin önünde yapılan hatalı park yapma nedeniyle ceza yazıldığını vurgulayarak Yunus Genç ise şöyle konuştu:
Bildiğiniz üzere bu konularla alakalı videolar çekiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım, size sesleniyoruz. Sesimizi duyurmak istiyoruz. İnanıyorum ki sesimizi bugün duyacaksınız ve bize cevap vereceksiniz. Bizler annelerin, babaların acılarını dinlediğinizi biliyorum. Geçen gün Emine hanımın şöyle bir açıklamasını, videosunu izledim. Sevgili eşiniz diyor ki, Anka kuşu ölmüştür. Son kalan Anka kuşunun dişisine çok üzüldüğünü, dünyaya duyurdu Emine hanım. Bizim kardeşimiz şehrin ortasında kurşunlanarak öldürülmüştür ve bu yüz kişinin bebeleri okuldan geçen, okul talebelerinin içinde yapılmıştır. Sayın cumhurbaşkanım bu konuya kayıtsız kalamazsınız. “Bu konuyu duymadım, işitmedim. Bana gelmedi diyemezsiniz” Polis memurlarımızın hepsinden razıyız. Devletimizi de seviyoruz, polisimizi de seviyoruz ama polis memurlarımız burada acemice, emniyet güçlerimiz acemice davranmış, emniyet güvenliğini almamış, trafik polislerimiz olaya müdahale etmiş, müdahale sıfır. Vali beyimiz açıklama yapıyor, şöyle bir açıklama var. Ben açıklamasını okuyorum. Sayın valim polis memurlarınız size yanlış bilgi vermişler. Bilgileri bir kez de bizlerden alın. Sayın valim size demişler ki, “Seyir halinde gelirken, benim kardeşim uygulamada değil kendi işyerinden, yukarıdan aşağı çağrılarak eline bir ceza yazıldı, “Kaldırıma yanlış park etmişsiniz” diye. Benim kardeşim tahrik edilerek, canına kastedildi. Benim küçük kardeşim, kardeşimi sakinleştirmek için aşağı iniyor. diyor ki, “Abi dur, arabanı yakmışsın. Tamam.” Polis memurlarına, “Sessiz olun, ben kardeşimi sakinleştireceğim” diyor. Ama bizim trafik şube memurlarımız, sakallı olduğundan dolayı yabancı uyruklu olduğunu düşündüğü için kalkıyorlar dört polis birden altını alıyorlar. Ben bir kardeş olarak konuşuyorum.
“DELİL KARARTMA YAPAMAZSINIZ”
Öldürülen Yavuz Genç, benim abimdi. Altını alınan da Adem Genç, onun kardeşiydi. Bir abiydi ve abi olarak koşmak ve kardeşini kurtarmakta onun göreviydi, sayın cumhurbaşkanım. Hepimizin kardeşi var. Hepimizin abisi var. Bugün bakıyoruz, kardeşini kurtarmaya koşanla elinde silah yok ve polis memurlarımız onu orada acemi bir şekilde kurşuna diziyorlar. Okul çocukları, bebelerimizde ordan geçerken, seyrediyorlar. Bunlar video kayıtlarında var. Bunları delil karartma yapamazsınız. Sayın Cumhurbaşkanım, bizden can aldınız. Canımızı yaktınız. Tek derdimiz size sesimizi duyurmak. İnsanlar kendileri adaleti sağlamaya kalkmasın lütfen. Bu davanın arkasında durun. Bu davayı sürdüreceğiz.