Bir insan uzun süre yaşamaya devam ederse, bir gün ölümsüz olabilir miyiz? Bilim insanlarına göre bu sorunun yanıtı nano teknoloji sayesinde biyolojik yaşlanmanın durdurulması, beyin çipleri aracılığıyla insanların daha akıllı hale gelmesi ve uzay teknolojilerinde gelişmeler sayesinde çevresel etkileri hayatımızdan çıkarmamız çok yakın bir gelecekte mümkün olacağı yönünde.
Yapılan bazı araştırmacılar, teknolojideki yüksek gelişmeler ve uzay yolculuğu sayesinde insanlığın evrenin ölümünden sağ kurtulacaklarına inansa da, bugün yaşayan herhangi bir insanın zaten evrenin sonunu deneyimlemesi pek olası olmadığı yönünde seyrediyor.
DOĞADA YAŞLANMAYAN CANLILAR VAR!
Süresiz yaşamak için vücudun yaşlanmasının durdurulması gerekirken doğada bu sorunu çözebilen hali hazırda bir grup hayvan bulunuyor. Örneğin, denizanası benzeri bir omurgasız olan hidra, yeni hücreler yapmak için sürekli bölünen kök hücrelerden oluşuyor. Yeni hücrelerin sürekli akışı, hidranın kendilerini gençleştirmesine ve sonsuza kadar genç kalmasına izin veriyor.
HİDRALAR ÖLÜMSÜZLER
Hidraların bu özelliğini keşfeden California’daki Pomona Koleji’nde biyoloji profesörü olan Daniel Martínez, “Yaşlanmıyorlar, bu yüzden potansiyel olarak ölümsüzler” diye nitelendirdi.
Hidralara benzer şekilde insanlar da karaciğer gibi vücudun bazı kısımlarını onarabilen ve hatta yeniden büyütebilen kök hücrelere sahip, ancak insan vücudunun tamamı hidralar gibi yenilebilen hücrelerden oluşmaması ise çok fonksiyonlu bir vücut yapısına sahip olmasına bağlı.
“NÖRONLARIMIZ YENİLENİRSE HİÇBİR ŞEY HATIRLAMAYIZ”
Martínez, “Hücrelerimizin yenilenmekten ve bölünmekten başka görevleri var. Mesela kırmızı kan hücreleri vücudumuzda oksijen taşır ve bunu yaparken bölünme yeteneklerini kaybetmeleri gerekiyor. Hücreler yaşlandıkça biz de yaşlanırız. Hidralar gibi eski hücrelerimizi öylece atamayız çünkü onlara ihtiyacımız var” derken, nöronların yenilenmesine ilişkin ise şöyle konuştu:
“Örneğin, beyindeki nöronlar bilgi iletir. Bunların değiştirilmesini istemiyoruz. Çünkü aksi halde hiçbir şey hatırlamayacağız.”
NANO TEKNOLOJİ İLE BİR İNSAN 150 YIL YAŞAYABİLİR Mİ?
Nature Communications dergisinde yayınlanan 2021 tarihli bir çalışmada ise araştırmacılar, insanların maksimum 120 ila 150 yıl arasında yaşayabileceğini bildirdi. Bilim insanları bu noktadan sonra vücutta tam bir esneklik kaybıyla, yani vücudun yeni hücre üretimini durdurmasıyla birlikte sakatlık, yaralanma ve hastalık sayısında hızlı artış bekliyor.
Bu sınırın ötesinde yaşamak için, insanların hücrelerin yaşlanmasını durdurması ve hastalıkları önlemesi gerekiyor. Fakat yeni çalışmalar, insanların, nanoteknolojiyi içeren gelecekteki teknolojik gelişmelerle biyolojik sınırlarının ötesinde yaşayabileceğini düşünülüyor.
Bu, malzemelerin nano ölçekte, 100 nanometreden (metrenin milyarda biri) altında yeniden tasarlanması anlamına geliyor… Bu kadar küçük makineler kanda dolaşabilir ve muhtemelen hücrelerin zamanla yaşadığı hasarları onararak yaşlanmayı önleyebilir. Avustralya’daki Melbourne Üniversitesi’ne göre nanoteknoloji, kanserli hücreleri vücuttan çıkararak bazı kanser türleri de dahil olmak üzere belirli hastalıkları tedavi edebilir.
SANAL ÖLÜMSÜZLÜK MÜMKÜN
Araştırmacılar, bir yuvarlak solucanın (Caenorhabditis elegans) sinirsel bağlantılarının haritasını çıkardı.. OpenWorm projesinin bir parçası olarak, daha sonra yuvarlak solucanın beynini sinir bağlantılarını kopyalayan bir yazılımda simüle edildi. Ardından,bu yazılımı bir Lego robotunu yönlendirmek için programladı. Robot daha sonra yuvarlak solucan gibi davranmaya başladı.
Bilim insanları, şu anda insan beyninin 86 milyar nöronu arasındaki bağlantıların haritasını çıkarmaya yakın değil (yuvarlak solucanlar sadece 302 nörona sahip). Ancak yapay zekadaki gelişmeler oraya ulaşmamıza yardımcı olabilir.
İnsan zihni bir bilgisayara girdiğinde ve internete yüklenebildiğinde, insan vücudunun yok olması konusunda endişelenmemize gerek kalmayacak. İnsan zihnini vücuttan çıkarmak, ölümsüzlüğe giden yolda önemli bir adım olacak.
BEYİN ÇİPLERİ İLE ZİHİNSEL BİR GELECEK SÖZ KONUSU!
Aynı zamanda “Yapay Siz: Yapay Zeka ve Zihninizin Geleceği” (Princeton University Press, 2019) kitabının da yazarı olan Schneider, beynin yükleme sürecinden sağ çıkıp çıkmadığı bir düşünce deneyini anlattı:
“Beyin hayatta kalırsa, o zaman dijital kopya siz olamazsınız, çünkü hala hayattasınız; tersine, beyniniz yükleme sürecinden sağ çıkamıyorsa dijital kopya da siz olamazsınız, çünkü o siz olmazsınız.”