Oğlunun toplumsallaşması için çini sanatını öğrenip, atölye açtı

 ESKİŞEHİR’de doğuştan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan oğlu Melih Çelikkol’un (20) gelişimine yararlı olabileceğini düşündüğü için el sanatları kursuna katılan Serpil Işık (40), akabinde da ona daha çok toplumsallaşması için çiniciliği öğretti. Oğlunun kısa müddette büyük gelişim gösterdiğini tabir eden Işık, “Melih, sabah geliyor, tezgahı açıyor, siliyor, süpürüyor. Çay ve kahvaltı hazır biçimde ben geliyorum. Akşam misyonu ise dükkanı kapatıp meskene gelmek. Atölyede yapılması gereken her şeyi yapıyor” dedi.
Eskişehir’de yaşayan Serpil Işık’ın oğlu Melih, 8 aylık prematüre olarak dünyaya geldi. Işık, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tespit edilen oğluna daha fazla vakit ayırabilmek için 10 yıl evvel çalıştığı dokumacılık fabrikadan istifa etti. Babası da lületaşı ustası olan Serpil Işık, oğlunun gelişimine yararlı olabileceğini düşünerek Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı el sanatları kurslarına katıldı. Seramik ve çini sanatı eğitimi alan Işık daha sonra tarihi Odunpazarı konutlarının bulunduğu turistlik bölgede atölye açarak çiniciliği oğlu Melih’e de öğretti. Melih’te olumlu değişimler gözlemlediğini belirten Işık, oğlunun öğretmenleri ve etrafının ‘yapamaz’ denilen her şeyi yapabildiğini söyledi.
‘MELİH İÇİN BU ATÖLYEYİ KURDUM’
Atölye sayesinde oğlunun gelişiminin devam ettiğini tabir eden Serpil Işık, “Oğlum özel bir çocuk. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var. Hafif seviyede de zihinsel engelli raporu var. 2010 yılında bir dokuma firmasında çalışıyordum. Baktım oğluma yetemiyorum, oğlumun isteklerine karşılık veremiyorum ve onun gelişmesi için bir şeyler yapmam gerekiyordu. Çalıştığım fabrikadan ayrılıp hobi kurslarına katıldım. Hiç bilmediğim bir el sanatı kolunda oğlum için bu atölyeyi kurdum. On yıldır devam ediyoruz. Oğlum için çok yararını gördüm. Öbür annelere de yararlı olmak istiyorum. Onu toplumsallaştırmak, geliştirmek ve hayata kazandırmak için burada birlikte bir şeyler yapalım diye bu işe başladım. Hedef bu türlü olunca ortaya hoş şeyler çıktı” dedi.
‘OĞLUMU BURADA KAZANDIM’
Öğretmenlerinin yanı sıra yakın etrafının evvelce, ‘okumaz, yapamaz’ üzere yorumlar yaptıklarını söyleyen Işık, “Melih, sabah geliyor, tezgahı açıyor, siliyor, süpürüyor. Çay ve kahvaltı hazır biçimde ben geliyorum. Akşam vazifesi ise dükkanı kapatıp konuta gelmek. Atölyede yapılması gereken her şeyi yapıyor. Sırlama yapıyor, kalıp döküyor, kalıp çıkartıyor, çamuru hazırlıyor. Çinicilik sayesinde oğlum ‘yapamaz’ denilen her şeyi yapmaya başladı. Genç teşebbüsçü olarak kendisi esnaf. Bu atölye ona ilişkin, ben yalnızca anne rolündeyim. Evvelce etrafımdaki yakınlarım, akrabalarım ‘okumaz, yapamaz’ üzere yorum yapıyorlardı. Okul yıllarında öğretmenlerden çok reaksiyon aldım. Okulların birinci sınıflarında çok huzursuz olduk. Ancak ben daima ‘oğlum yapar’ dedim. Zira ben yapabileceği şeyleri bildiğim için öğretmenleri destekledim. Melih’e nasıl davranılması gerektiğini anlattım ve hayata kazandırdım. Çocuklarımızı korkutmamamız ve özgüven sahibi olması için onlara vazifeler verilmesi gerekiyor. O yüzden çocuklarına birinci başta güvenmeleri gerekiyor. Oğlumu ben burada kazandım. Öbür annelere de tavsiye ederim, yapabildikleri meslek üzerine çocuklarını yönlendirsinler” diye konuştu.
‘OTİZMLİ VE ENGELLİ ÇOCUKLARA EĞİTİMLER VERMEK İSTİYORUM’
Bundan sonraki gayesinin otizmli ve engelli çocuklar ile ailelerinin gelip, çini sanatı öğrenebilecekleri merkez açmak olduğunu söz eden Işık, şunları söyledi:
“Otizm ve engelli çocuklarımıza aileleriyle birlikte seramik eğitimi verip onların stantlarını açmak istiyorum. Maksadım onları toplumsallaştırmak, yeteneklerini ortaya çıkarmak ailelere takviye olmak, onları halkla iç içe getirmek. Çini üzerine başlayacağız lakin bütün el sanatlarını içine alan bir proje olacak. Her bayan bilhassa çocuğu için çok şeyler yapar, kendinden çok ödün verir. O yüzden şayet elinden geliyorsa, meslek üzerine çocuğuna öğretebileceği bir şeylerle uğraşırsa onu daha çok hayata kazandırabilir, daha çok sosyalleştirebilir. Bayanlarımızın kendi elinin emeğini kazanarak ayakta durmasını isterim.”
‘ANNEMLE BİRLİKTE MESLEK SAHİBİ OLDUK’
Ali İnanç Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesi Turizm Otelcilik-Konaklama kısmını onur evrakı ile bitiren Melih Çelikkol ise, atölyede çok keyifli vakitler geçirdiğini belirterek “Buradaki işlerin hepsini ben yapıyorum. Atölyem var. Sabah tezgahı açıyorum, yerleri süpürüyorum. Müşterilerle ilgileniyorum. Bu işleri daima annem öğretti bana. Büyüttü, okuttu. Bunların hepsini annem yaptı. Bir arada meslek sahibi olduk” diye konuştu.