Minik Eymen’in mevtinde, anne ve erkek arkadaşına ağırlaştırılmış müebbet istemi

İZMİR’in Bornova ilçesinde, 5 yaşındaki Eymen Sadık Durak’ın ormanlık yerdeki metruk bir yapıya ilişkin tandır çukurunda meyyit bulunmasıyla ilgili tutuklu anne Mine Durak (26) ve erkek arkadaşı Serkan Elçetin’in (38) yargılanmasına devam edildi. Duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, sanıkların ‘nitelikli taammüden öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘nitelikli eziyet’ cürmünden da 3 yıldan 8 yıla kadar mahpusla cezalandırılmalarını istedi.
İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü grupları, eşini 2,5 yıl evvel kalp krizinden kaybettiği öğrenilen Mine Durak’ın, oğlu Eymen Sadık Durak’a yeterli bakmadığı ve şiddet uyguladığı ihbarı üzerine geçen yıl eylül ayında inceleme başlattı. Polis, uzun müddet konuta gelmeyen Mine Durak’ı yakınlarının konutunda buldu, küçük Eymen’e ise ulaşılamadı. Polise çelişkili söz veren Mine Durak, akabinde oğlunun, erkek arkadaşı tarafından dövülerek öldürüldüğünü öne sürdü. Durak’ın gösterdiği yerde arama yapan polis, ağzı tuğlayla kapatılmış tandır çukurunda, poşet içinde, Eymen’in elleri ve ayakları bağlı cansız vücudunu buldu. Eymen’in cesedi, otopsi ve DNA testi için İzmir İsimli Tıp Kurumu’na götürüldü. Polis takımları, Mine Durak ile sevgilisi Serkan Elçetin ve onun erkek kardeşi E.E.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edilen Mine Durak ve Serkan Elçetin ‘canavarca hisle öldürme’ cürmünden tutuklandı, E.E. ise isimli denetim kaidesiyle hür bırakıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek dava açıldı.
MÜTALAA AÇIKLANDI
Davanın bugün görülen duruşmasına tutuklu sanıklar Serkan Elçetin ve Mine Durak, cezaevinden Ses ve Manzara Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, her iki tarafın avukatları, davaya müdahil olan Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Gayret Derneğinin avukatları katıldı. Duruşmada savcı, minik Eymen’in annesi ile erkek arkadaşı hakkında mütalaasını açıklandı. Her iki sanığın da ‘nitelikli taammüden öldürme’ hatasından ağırlaştırılmış müebbet, ‘nitelikli eziyet’ hatasından da 3 yıldan 8 yıla kadar mahpusla cezalandırılmasını talep eden savcı, sanıkların ‘zincirleme biçimde çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ cürmünden ise beraatlarını istedi. Mütalaanın açıklanmasının akabinde sanıkların avukatları tahliye talebinde bulundu, mütalaaya ait savunma için mühlet istedi. Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
SUÇU BİRBİRLERİNE ATMIŞLARDI
Davanın 14 Şubat 2020 tarihinde görülen birinci duruşmasında Mine Durak, Çeşme’ye gittiklerini ve olayın İzmir’e dönerken meydana geldiğini söylemişti. Durak, “Yolda tuvalet muhtaçlığı için durduğumuz sırada araçtan ayrıldım. Bu sırada araçtan bağrışma sesleri duydum. Döndüğümde oğlumun hareketsiz halde yattığını gördüm. Serken Elçetin ‘Susması için eliyle ağzını kapattım, kapatır kapatmaz bu hale geldi’ dedi. Eymen’e yapay teneffüs yapmaya çalıştım, öldüğünü anladım. Serkan olaydan çabucak evvel Eymen’e ‘bağırıyor’ diye kızmıştı. Yapay teneffüs yapmaya çalıştım. 2 gün boyunca cesedi araçta tutup saklayacak yer aradık. Daha sonra bulduğumuz çukura koyup üzerine tuğla yığdık. Serkan beni tehdit edince de olayı polise anlatmadım. Ben tuvaletteyken olduğu için ne halde öldüğü konusunda bilgim ve görgüm olmadı. Ancak Serkan bana ‘Maden suyu içerken öldü diyelim’ biçiminde sözler kullandı” demişti.
‘ÇOCUĞUN BOĞAZINDAN SES GELMEYE BAŞLADI’
Serkan Elçetin ise, duruşmada Durak’ın söylediklerini yalanlayarak, “Çeşme’den dönerken Ilıca’yı geçtikten sonra çocuğun boğazından ses gelmeye başladı. Ben Mine’ye ‘Çocuğa bak, boğazında bir şey kalmış olabilir’ dedim. Aracı sol tarafa çektim. Kendisi Eymen’i alıp benden su istedi. Araçta su olmadığı için sol yanımda bulunan sodayı açıp verdim. Kendisi Eymen’i kusturmaya çalıştı. Sodayı aldı, araçtan indiler, 3-4 dakika sonra döndüler. Çocuk kucağında baygın biçimdeydi, ‘Çocuk yaşamıyor’ dedi. O anın heyecanı ve kaygısıyla basiretim bağlandı. ‘Çocuk öldü, İzmir’e geri dönelim hemen’ dedim. Döndükten sonra meskenden valizleri aldı. Çocuğun gömülme sürecinde ben araçtan hiç inmedim. Mine gömülme işini yaptı. Kürek ve kazmayı daha evvel dedemden öteki bir iş için almıştım. Eymen’in vefatına rastgele bir halde sebep olmadım” diye savunma yapmıştı.