İYİ Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Sezgin Öztürk, “İYİ Parti her gün yükselen bir parti. Bizde bu süreçte muhtemelen kendi adayımızla seçime gideceğiz.” dedi.
İYİ Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Sezgin Öztürk, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı dolayısıyla basın mensuplarıyla kahvaltı programında bir araya geldi. Gazetecilerin basın bayramını kutlayan Başkan Öztürk, hemen akabinde basın mensuplarının sorularını da cevapladı.
Millet İttifakı sürecinden, mülteci problemine, İBB tarafından beton dökülerek kapatılan Yenidoğan metrosu ve Sancaktepe Belediye Başkanı Av. Şeyma Döğücü’nün seçim vaatlerine kadar bir çok konu hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunan İYİ Partili Öztürk, “Vatanına bayrağına saygısı olan herkesin, başımızın üzerinde yeri var. ” dedi.
Öztürk’ün açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle:
“PARA ALAN EMİR, ALIR”
“Ne yazık ki günümüzde siyaset ekonomiyle yapılır hale geldi. Bizim partimizin de şöyle bir özelliği var. İmece usulü. Biz aidatlarla ayakta kalan bir partiyiz. Hiçbir iş adamı diyemez ki, biz Sancaktepe ilçe başkanının bu ayki masraflarını karşılıyoruz. Çünkü para alan, emir alır. Biz sadece yönetim kurulunda ki arkadaşlarla gücümüz neye yetiyorsa onu yapıyoruz.
“PARTİYE ÜYE 3 BİN KİŞİ VAR”
Benim ekibimde Sancaktepe dışında hiç kimse yok. Şuanda partimize üye 3 bin kişi var. Parti olarak burada sadece Sancaktepe’de oturanlarla çalışıyoruz. Her dilden, her mezhepten, her bölgeden arkadaşlarla çalışıyoruz. Bizim içimizde sosyal demokratından, milli görüşçüsüne kadar ve hiç siyaset yapmayanda var. Vatanına bayrağına saygısı olan herkesin, başımızın üzerinde yeri var.
İlk seçimlerde %4,5 oy aldık. Şuanda bizlere gelen anketlerde ortalama %15, %16 civarlarında oy oranı çıkıyor. Sancaktepe olarak İstanbul’un diğer ilçeleri arasında 16. sıradayız.
“CHP İLE RESMİYETTE BİR İTTİFAKIMIZ YOK”
Biz CHP ile şuanda anlaşılmış resmiyette şuan bir ittifakımız yok. Biz seçimde Cumhuriyet Halk Partisi ile sadece seçim ittifakı yaptık. Bizim o ittifakımız, bitti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ayrı bir siyaseti var. İYİ Parti’nin ayrı bir siyaseti var. Ben İYİ Parti’nin ilçe başkanıyım. Ben istiyorum şuan, İYİ Parti iktidar olsun. Bu gün Ekrem İmamoğlu da benim muhalefetimdir. Cumhuriyet Halk Partisi de bugün benim muhalefetimdir. Biz kimsenin hegemonyası altında olan bir parti değiliz. Şuanda her hangi bir anlaşma yapılmadı. 6’lı masada oturulup konuşuldu. Ancak, belki de biz tek başımıza seçime gideceğiz. Bu noktada genel merkezin alacağı karar doğrultusunda hareket edeceğiz. Benim için Ak Parti nasıl bir muhalefet partisiyse, Cumhuriyet Halk Partisi de muhalefet partisidir. Yanlışa her zaman, yanlış diyeceğiz.
“ŞEYMA HANIMI MAHKEME VERECEĞİZ”
Şeyma hanımın, seçimin hemen ardından ilk yaptığı şey kiralık araçları geri göndermesi oldu. O dönemde bu hareketi, hoşumuza gittiği gibi kendisine de teşekkür ettik. Şeyma hanım sivri dilli, kırıcı üslubu olan biri değil. O yönünü de seviyoruz. Ancak verdiği sözlerden yerine getirmedikleri var ve biz bunun takipçisiyiz.
Şeyma hanımın vaatte bulunduğu şeyleri yerine getirmediği için yasal bir boşluk arıyoruz ve yerine getirmediği sözler için kendisini mahkemeye vermeyi düşünüyoruz. 50 bin istihdam, her mahalleye kreş ve 24 okul gibi bir çok söz verdi ve bunlar 3 yıl olmasına rağmen yerine gelmedi. 24 okuldan daha bir tanesinin bile henüz temeli atılmadı.
“SANCAKTEPE’Yİ SANCAKTEPELİLER YÖNETMEDİ”
Sancaktepe’yi, Sancaktepeliler yönetmedi. Hep dışardan gelenler yönetti. İstanbul’un en çok ruhsat veren ve gayrimenkul satan ilçesi. Ne yazık ki en çok borcu olan ilçe de Sancaktepe. Bizim evimiz, mahallemiz burası. Neden, bizim evimizde icra mahallesi geziyor. Bu bizim kanımıza dokunuyor.
Yıllık 600 milyon bütçe açıklayan Sancaktepe Belediyesi, ne yaptı bu kadar parayı? Bize bunu açıklasınlar. Şeyma hanım üç buçuk yıldan beri yaptığını açıklasın. 7 bin aileye doğrudan yardım yaptık diyor, Şeyma hanım. İktidar partisinin belediye başkanı fakirlikle övünüyor. Olabilecek iş değil.
Biz İYİ Parti olarak Sancaktepe’ye yapılacak olan her iş için yanındayız. Büyükşehir Belediyesi buradaki yatırımı engellerse, gider büyükşehir belediyesinin de karşısında dururuz. Ancak, bur ilçenin 1 lirası heba edilmesi durumunda, biz buna da karşı çıkacağız.”
“YENİDOĞAN METROSU YENİDEN PROJELENDİRİLEREK, GÖZTEPE’YE KADAR UZATILDI”
Çökme riski iddiasıyla açılan metro ayağının İBB tarafından betonla doldurmasına değinen Başkan Öztürk, metro hattının yeniden projelendirilerek tekrar çalışmalara başlanılacağının müjdesini vererek şöyle konuştu:
“Şuan da orası yeniden projelendirilirdi. Oranın metro hattı Taşdelenden girilecek ve Kadıköy’e kadar bağlanacak şekilde projesi tamamlandı. O hattın kazıldığı için çökme tehlikesi vardı. Çökme tehlikesi olduğu için doldurulmak zorunda kaldı. Biz oranın kapatılmasına da karşıydık. Haberimiz olsaydı, yine orada olarak kapatılmaması için gereken mücadeleyi de verirdik. O hatta eski projeye göre kredi çıkmıyordu. Bundan dolayı kredi çıkabilmesi için o hat yeniden projelendirilerek uzatıldı. Şuanda Yenidoğan metro hattının yeni projesi Göztepe’ye kadar uzatıldı. Geçen günlerde de bu konuyla alakalı olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklamada bulundu. Kredi alındığında yeniden çalışamaya başlayacaklarını söyledi.
“SURİYELİ MÜLTECİLERİ MİSAFİR ETTİK, ARTIK GERİ DÖNMELERİ GEREKMİYOR MU?”
Ülkede yaşanılan mülteci sorunları hakkında da basına açıklamada bulunan Başkan Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
“Şuanda bildiğim kadarıyla Sancaktepe’de yaklaşık olarak 19 bin 700 resmi mülteci var. Ülkemizde çok ciddi bir mülteci sıkıntısı var. Zamanında biz bunu söylediğimizde bizi ırkçılıkla suçladılar. Bugün ki gelinecek olan noktayı biz önceden görüyorduk. Hakikaten sokakta insanlar gezmeye korkar, oldu. Sahile gidiyoruz bütün plajları almışlar. Parka gidiyoruz, parkın ortasında sere serpe oturmuşlar. Taciz konularından bahsetmiyorum bile. Bunlar bize sığınmacı olarak gelmişti hani? Kaç yıl, oldu misafir ettik, ağırladık. Artık geri dönmeleri gerekmiyor mu?
Bayramlarda nasıl ülkelerine ziyarete giderek geri dönebiliyorsa, demek ki orada ki iç savaş bitmiş demektir. Gidip, kendi ülkelerinde de yaşayabilirler.
Bunların, bu ülkenin kurulmasında, gelişmesinde hakkı yok. Ancak seçimde bu ülkenin kaderini belirlemek için bir hak veriliyor. İşte bu haksızlık. Biz bunların karşısında olacağız.”