İstismar mağduru çocukları babaanneden ayıran rapor

Ahmet ACAR/ANTALYA, – ANTALYA’da kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G.’nin (10), cinsel istismara uğradığı tezine ait Ayvalık Toplumsal Hizmet Merkezi’nde misyonlu Uzman psikolog Deniz Karasapan’ın mahkemenin talebi üzerine çocuklarla görüşerek hazırladığı rapor, davanın görüldüğü Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na gönderildi. KHA’nın ulaştığı 12 Şubat 20121 tarihli raporda, “Babaannenin çocuklarda gözlemlediğini öne sürdüğü fizikî ve ruhsal sorunların olmadığı tespit edilmiş, çocuklar sorulduğunda da bu fizikî ıstırapları yaşamadıklarını beyan etmektedir” denildi.
Uzman psikolog Deniz Karasapan’ın hazırladığı, çocukların, babaanne G.S.’nin ‘Mıınchausen by proxy’ (Bir diğerine yüklenen yapay bozukluk) denilen bir istismar çeşidine maruz kaldığına kanaat getirerek, çocukların babaanne yanından alınarak yaşlarına ve durumlarına uygun bir kuruma yerleştirilmesini önerildi. Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın iki çocuğun devlet müdafaasına alınması talebi de dün mahkemece kabul edildi ve çocuklar, babaannelerinin yanından alınarak bakanlığa bağlı kuruluşa yerleştirildi. Raporda şu tabirlere yer verildi:
SOMUT FİZİKÎ DELİL BULUNAMAMIŞ
* Babaanne G.S.’nin sürekli, çocukların yaşadıkları tecrübeye bağlı olarak ortaya çıkan fızyolojik ve ruhsal sıkıntılardan yakınmakta olduğu ve sık sık çocuklar için tıbbi bakım alabileceği farklı kuruluşlara müracaat ettiği gözlenmiştir. Birinci görüşmelerde babaannenin çocukların yaşadığı olaylara bağlı tasasından ötürü çocukların uygunluk halinden emin olma eforu içerisinde olduğu düşünülmüş olsa da travmatik olayın üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş olmasına karşın hala istismar olayına bağlı ortaya çıktığını sav ettiği, lakin travmatik tecrübeyle alakası olamayacak semptomlar öne sürmesi, yapılan onca muayeneye karşın çocuklarda somut bir fizikî sorun bulunamamış ve bir teşhis konulmamış olması dikkat cazip bir ögedir.
KABUSLAR CİNSEL İSTİSMAR İÇERMİYOR
*Babaannenin öne sürdüğü ruhsal belirti sayılabilecek kabuslar, uykuda sayıklamalar, dikkat eksikliği üzere belirtilerin varlığı da yürütülen süreç boyunca net bir biçimde tespit edilememiştir. Birinci görüşmelerde kabuslar gördüklerini, sık sık travmatik olay hakkında düşündüklerini beyan eden ve anne M.A.’nın gelip kendisini alması ya da babalarının ziyan görmesi üzere cinsel istismar tecrübelerini içermeyen kabuslarını anlatan çocuklar, bilhassa son üç ayda yapılan görüşmelerde dengeli ve tertipli bir formda kabus görmediklerini beyan etmektedir. Çocukların anlattıkları kabusların içeriğinin tecrübelenen cinsel istismar hareketlerini içermiyor olması dikkat caziptir. 
BENZER ÇİZİMLER YAPMIŞLAR
* Görüşmede fotoğraf yapma pratiği olmayan mağdur çocuk, fotoğraf çizmek istediğini söyleyerek maruz kaldığını tez ettiği cinsel istismar tecrübelerinin fotoğraflarını çizmiş, akabinde İ.E.G. de görüşme sırası kendisine geldiğinde fotoğraf çizmek istediğini söz ederek ağabeyinin çizimlerine dikkat çekecek ölçüde misal çizimler yapmış ve iki çocuğun da ne söylemeleri ve ne çizmeleri gerektiği konusunda yönlendirilmiş olabilecekleri kuşkusu uyanmıştır.
* Babaanne G.S.’nin çocuklara yapılan görüşmelerde ne konuşacakları ve ne konuşmayacakları ile ilgili olarak evvelden yönlendirmede bulunduğu düşünülmektedir
* Yapılan görüşmelerde çocukların kendilerine ezberletilmiş, yaşantıladıklarına inandırılmış aşikâr kimi sahneleri tekrar edip durmalarına karşın dengeli bir olay örgüsü, olay örgüsüne uygun ayrıntı veremedikleri düşünülmektedir.
FAYDA SAĞLAMA KUŞKUSU VAR
* Babaanne G.S.’nin sürekli olarak istismar olayını gündem etmekte olduğu, ikazda bulunulmuş olmasına karşın çocukların yanında bu olaylar hakkında konuşmaya devam ettiği, farklı sıhhat kuruluşlarının yanı sıra türel ve maddi takviye alabileceği kuruluşlarla irtibat halinde olarak yarar sağlamaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
* Duygusal açıdan çocukları baskı altına aldığı, kelamını dinlemediklerinde yaramaz çocuk olmakla, kendisini üzmüş olmaları ile ilgili suçluluk yaratacak haller sergilediği, babaannenin uygun gördüğü formlarda davranmadıklarında çocukların kendisinden alınacağı ve inançta olmayacakları ile tehdit etmekte olduğu düşünülmektedir.
SOMUT AYRINTILAR İÇEREN BEYANLAR YOK
* Çocukların cinsel bilgileri yaşları ile uyumlu değildir. Yaşlanma uygun olmayan bu cinsel bilgilere sahip olmaları bir formda cinsel istismara maruz kaldıklarını gösteriyor olmakla bir arada yapılan görüşmelerde ne biçimde ve kim tarafından cinsel istismara uğradıkları bilgisine ulaşılamamıştır.
* Çocuklar genel olarak bir durumun yaşandığını argüman ediyor, lakin sonrasında olay ile ilgili bir başlangıcı sonu olan, somut ayrıntılar içeren beyanlarda bulunamıyor oldukları gözlemlenmiştir.
* Mağdur çocukların, babaanne G.S. tarafından Mıınchausen by proxy denilen bir istismar çeşidine maruz kalıyor olabileceklerinden şüphelenilmektedir. Mıınchausen by Proxy Sendromu (Bir diğerine yüklenen yapay bozukluk), çocuğun bakımından sorumlu olan yetişkinin çocukta hastalık belirti ve bulgularını yaratıp, çocuğu gereksiz tıbbi uygulamalara maruz bırakması olarak tanımlanan bir çocuk istismar’ cinsidir. Nedeni bulunamayan ve tedavi edilmesine karşın geçmeyen, yinelenen belirti ve bulgular, âlâ seviyede tıbbi bilgiye sahip olma, abartılı ve değişken hikayeler, her türlü müdahaleye gönüllülük, daima tetkik, ilgi vb. isteklerinin olması, isteklerin karşılanmadığı durumlarda ise öfke, kızgınlık ve doktor değiştirme görülen ortak özelliklerdendir.
* Mıınchausen by proxy kuşkusu nedeniyle, mağdur çocukların babaanne yanından alınarak yaşlarına ve durumlarına uygun bir kuruma yerleştirilmeleri, çocukların maruz kaldıkları manipülasyon ve duygusal şiddetin tesirinden uzaklaşarak maruz kaldıkları olayları net bir biçimde söz edebilmeleri için babaanne ile görüşmelerinin engellenmesi ve çocukların birbirlerinin tavır ve davranışların manipüle etmelerini engellemek ismine başka aileler yanına verilerek esirgeyici aile hizmetinden faydalandırmanın mağdur çocukların yüksek faydasına olacağı kanaatine varılmıştır.