Ataşehir’de samuray kılıcıyla Başak Cengiz’i katleden Can Göktuğ Boz’un avukat olan annesi Ayşe Necla Yomralıoğlu, oğlunun avukatlığından istifa ettiğini de duyurdu.
Samuray kılıçlı cani Can Göktuğ Boz’un avukat annesi, oğlunun avukatlığını yapmayacağını duyurdu. Ataşehir’de hiç tanımadığı 28 yaşındaki Başak Cengiz’i yolda yürürken samuray kılıcıyla öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Can Göktuğ Boz’un annesi Ayşe Necla Yomralıoğlu yazılı açıklamada bulundu.
Yomralıoğlu açıklamasında bedenen ve psikolojik olarak ayakta duracak gücü kendinde bulamadığını belirterek, “Günlerdir basında yer alan ve kamuoyunun vicdanını derinden sarsan, bu elim olayın tarafı olmak, evladımın böyle vahim bir olaya sebebiyet vermiş olması sebebiyle çok büyük bir utanç duyuyorum” açıklamasında bulundu.
“AİLENİN ACISINI VİCDANIMDA TAŞIYACAĞIM”
Yomralıoğlu açıklamasın genç bir kızın ölmesinden duyduğu üzüntüyü ifade ederek başlarken, “Gencecik bir kız çocuğunun hayatını böylesine vahim bir olay neticesinde kaybetmiş olması beni kahrediyor. Ömrüm boyunca Başak Cengiz ve ailesinin acısını vicdanımda taşıyacağım. Hayatını kaybeden yavrumuz ve ailesi için hiç dinmeyecek bir acı içindeyim” ifadelerine yer verdi.
“ELİMDEN GELENİ YAPTIM”
Yomralıoğlu, oğlunun ergenlik sonrasında ciddi bir psikolojik sorunları olduğunu ve tedavisi için elinden geleni yaptığını iddia ederek, “Bu bağımlılıktan da gördüğü tedavi neticesinde kurtuldu. Göktuğ’un babası Ali Boz ile boşanma kararı almamız akabinde sağlıklı düşünememesi nedeniyle Göktuğ benimle olan tüm irtibatını ve diyaloğunu kesti hatta beni görmek ona iyi gelmemeye başladı” dedi.
“HER GÜN İRTİBAT HALİNDEYDİK!”
Yomralıoğlu, eşiyle boşanmasının ardından oğlunun babasıyla yaşamaya başladığını söyleyen Avukat Yomralıoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ben 3 yıldır evladıma hasret yaşıyorum. Ne sesini duymama ne de onu görmeme müsaade etmedi. Defalarca kez ikamet ettiği sitenin önüne gittim ve site güvenliğinden geçemediğim için sitenin önünde bekleyerek onu görmeye çalıştım. Göktuğ’un babası Ali Boz ile Göktuğ’un durumu ve hayatı ile ilgili bilgi almak amacıyla her gün görüşüyordum. Psikolojik durumu, sağlığı, beslenmesi, sporu tümüyle ne durumda olduğu hakkında her gün ama her gün irtibat halindeydik. Göktuğ’u içinde kaldığı yalnızlık durumunda çıkartabilmek adına defalarca kez onunla aynı evi paylaşmak istediğimi en azından onu görmeme izin vermesini, ona erişemediğim için babası Ali Boz aracılığıyla talep ettim.
“BİRİNE ZARAR VERME İHTİMALİ AKLIMA GELMEDİ”
Ancak tüm bu durum içerisinde Göktuğ’un birine zarar verme ihtimali bir kez dahi aklıma gelmedi. Zira çocukluğundan bugüne canlı cansız hiçbir varlığa zarar veren bir tavrı olmadı tam tersine olabildiğine ürkek bir çocuktu.
“BU HALDE YAŞAMASINA MÜSAADE ETMEZDİM”
Benimle yaşamasını sağlamak ve tedavi sürecini devam ettirebilmek için sürekli doktorlar, tedavi yöntemleri ve çıkış yolları aradım ve hiç pes etmedim. Göktuğ’un evinde yer alan yazıları, notları, yaşadığı evin durumunu basında yer alan haberlerden gördüm. Ben çocuğumun evine adım atıp bu durumu görebilseydim bu halde yaşamasına müsaade etmezdim, gerekirse kolluk kuvvetleriyle de olsa tedavi görmesini sağlardım.
“YAŞANILANLARIN SAVUNULACAK BİR YANI YOK”
Olayın vahimliği ve yaşadığım duygu durumunun karışıklığı nedeniyle Göktuğ’un tutuklanmasına karar verilen Sulh Ceza Hâkimliği sorgusuna ceza hukukçusu olamamama rağmen avukatı olarak katıldım. Ne oğlumu savunacak ne de eylemlerini savunacak değilim. Zira yaşananların savunulacak bir yanı yok; bunu olayın faili olan oğlum da açıkça ikrar ediyor.
“BUNU NE BİR ANNE NE DE BİR AVUKAT OLARAK İSTEYEMEM!”
Olayın faili olan oğlumun avukatı olarak dosyaya müdahil olmam ve psikolojik sorunları olduğunu ileri sürmem nedeniyle oğlumu işlediği suçtan kurtarmaya çalıştığım düşünülüyor. Hayatının baharında gencecik bir kız benim oğlumun eylemi nedeniyle son nefesini vermişken ‘Ben oğlum elini kolunu sallayarak gezsin’ diyemem, isteyemem. Bunu ne bir anne ne bir kadın ne de bir avukat olarak isteyemem.
İSTİFASINI DUYURDU
Soruşturma dosyasına oğlunun cezai ehliyetinin sorgulanmasını için 17 Kasım tarihinde dilekçe sunduğunu belirten Yomralıoğlu, “Bu dilekçe benim bu dosyaya sunacağım son dilekçe olacaktır. Ayrıca savcılık tarafından verilen yayın yasağı kararında da herhangi bir müdahalemin olmadığını, mevcut dosyada bu yönde bir talebimin olmadığını da bildirmek zorunluluğu hissediyorum. Bahse konu yasak taraflardan bağımsız olarak re’sen alınmıştır” diyerek, avukatlığından istifa ettiğini açıkladı.