İlk başta başkasının gibi gözüken ama bu sefer kendi için yazılan bir yazı.
Seneler önce ellerinden öperim annem, beni bugün dünyaya getirmiş. Babamın o koridorda nasıl beklediğini hayal bile edemiyorum. Eskiden evlat sahibi olmayla şimdi olmanın arasında çok fark var. Değişmeyen tek şey, kimi doğurduğuna kul köle, kimi mecbur. Bazıları var, yük görüp kurtulmaya çalışan, bazıları da var ki yıllarca uğraşıp evlat sahibi olamayan. Olduktan sonra da birde şükretmeyi bilmeyenler…
Biz insanoğlu ne zaman bize verilen şeylerin değerini vaktinde bileceğiz? Bu yazıyı kaleme alırken kendimi sorguluyorum. Ben mesela, “Ne zaman bu hayatın bana bir hediye olduğunun varlığıyla yokluğuyla” aslında yaşadığım her anın kıymetini bilerek bunun farkına varıp, yoluma devam edeceğim.
“Yarın yaparız, emekli olunca yaşarız, şu işleri halledeyim kendime vakit ayıracağım…”
Artık bunun gibi sözleri hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. Çünkü bizler emekli olup hayat yaşayana, yarın yapıp mutlu olana henüz şahit olamadık. Çok sevdiğim bir büyüğüm de bu sözleri sarf etmişti. Bizzat oda yıllarca yaşayarak…
“Hayat geçiyor. Ömür bitiyor. Bugün varız, yarın yokuz.” Hani, bir yaştan sonra istesek de bazı şeyleri yapamayacağız. Paramız olsa da hastaneye ulaşmaya kadar vaktimiz bile olmayacak..
Ne kadar acı..
Geriye bakınca koskocaman bir sıfır…
Bugün bir yaşıma daha girdim. Bu söz çok şey anlatır hepimize. 27 senedir bu dünyadayım. 27 sene daha olur muyum bilmiyorum. Ama çok şey öğrendim. Kısa zamanda yaşayarak, en dibi de en üstü de tecrübe edindim!
Her şeye rağmen, hoş geldin yeni yaşım; Haykırışlarım, ağlayışlarım, savaşım, barışım, mücadelem, geçmişim, geleceğim, en güzel gülüşlerim, düştüm dediklerim ve yeniden ayaklanıp devam ettiklerim, göğüs gerdiklerim, görmezden gelip ertelediklerim, yanlışlarım, doğrularım, fedakarlıklarım, hak ettiklerim ve hak etmediklerim, yaprak döken yanım, içimde her seferinde yeniden doğan kimsenin susturmaya gücünün yetmediği susmayan küçük kız çocuğum. En büyük kahkahasıyla hayat veren yanım hoş geldin.
Dedim ya bugün bir yaşıma daha girdim. Hayat fırtınaların geçmesini beklemek değildir…
Herkesten bir kesit var, her gelen bir pencereden bakıp geçiyor. Çünkü burası “Sıra Dünyası”. Sırası gelen pencereye bir yaş daha yaklaşıyor…
Sıramızı bekleme gerçeğini örtbas edip sanki hiç sıra gelmeyecek gibi yaşayan bizler, yine yeni bir kitabın ilk sayfası diye umutla yarınlara, “Hadi Bismillah!”