Adalet Bakanlığı: Biden’ın açıklamalarının hukuksal bir karşılığı yoktur

ADALET Bakanlığı, “ABD Devlet Başkanı’nın  açıklamalarının tüzel bir karşılığı yoktur. Bireylerin olduğu üzere devletlerin de lekelenmeme hakkı vardır. Büsbütün siyasi saiklerle ortaya atılan mesnetsiz savlar, asırlar boyunca adalet ve hukukla yaşamış bir milletin ulu tarihine çamur atma arayışından öbür bir manaya gelmemektedir” açıklamasını yaptı. 
Adalet Bakanlığı, ABD Lideri Joe Biden’ın kelamda Ermeni soykırımı açıklamasıyla ilgili Twitter hesabından açıklama yaptı. ‘Hukuksal Açıdan Soykırım; Yalanlar-Gerçekler’ başlığıyla yapılan açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Soykırım, hukukun tanımladığı ve çerçevesini belirlediği memleketler arası topluma karşı bir cürüm tipidir. Bu hata memleketler arası seviyede birinci kere 1948 Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Cürmünün Önlenmesi ve Cezalandırılması Kontratı ile tanımlanmış bulunmaktadır. Türkiye 1950’den bu yana, yani birinci yıllardan itibaren, bu mukaveleye taraftır. 149 devletin taraf olduğu mukavele doğrultusunda ülkeler iç hukuklarında da soykırım cürmünü düzenlemiştir. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 76’ıncı unsurda soykırım kabahatini, 77’nci hususta insanlığa karşı hataları memleketler arası dokümanlarda ortaya konulan çerçeveye uygun halde düzenlemiştir. Üstelik bu kabahatlerde vakit aşımının işlemeyeceği de karar altına alınmıştır. Vakit aşımının işlememesi kuralı 1 Haziran 2005’ten sonra işlenen kabahatler için geçerlidir.”
‘ULUSLARARASI YARGISAL SİSTEM KARAR VERMELİ’
‘Soykırım’ hatasının oluşması için öncelikle özel bir kasıtla hareket edilmesi gerektiği belirtilerek, “Burada özel kasıt şudur; milli, etnik, ırki yahut dini bir gru­bu, yalnızca bu niteliği nedeniyle, kısmen yahut büsbütün yok etmek maksadıyla hareket edilmiş olmalıdır. Bu saikle aşikâr bir kümeye yönelen öldürme, yaralama üzere yok etmeye yönelik fiiller soykırım hatasına neden olur” denildi.
Soykırımın siyaset, sosyoloji ve tarih üzere çeşitli disiplinlerin ilgi alanına girdiğine dikkat çekilerek, “Ama hukuken bir fiilin soykırım kabahatini oluşturabilmesi için ya argüman olunan aksiyonların gerçekleştiği ülke yargısının ya da yargılama yetkisine sahip bulunan milletlerarası bir yargısal düzeneğin (Uluslararası Ceza Mahkemeleri ya da Memleketler arası Adalet Divanı) bu bahiste karar vermesi gerekmektedir (BM Mukavelesi husus 6). Ayrıyeten suçlanan bireylerin hayatta olması da kovuşturma koşullarından biridir” sözlerine yer verildi.
DÜNYA TARİHİNDE SOYKIRIM HATASINA AİT YARGI KARARLARI
Dünya tarihinde soykırım cürmüne ait yargı kararlarıyla ilgili ise şunlar kaydedildi: 
“1945 tarihli Nürnberg Mahkemesi, Almanya’nın savaş kabahatlerini ve insanlığa karşı cürümlerini yargılamıştır. Teknik manada soykırımı ele almayan bu mahkeme memleketler arası statü ile kurulmuştu. 1954’ten itibaren Almanya kendi çıkardığı kanunlarla Yahudi soykırımı faillerini yargılamaya başlamıştır. 1965 yılında o kanunu değiştirerek, vakit aşımını kaldırmış ve bunu aleyhe biçimde geçmişe yürütmüştür. Milletlerarası seviyede ise 1993’te Eski Yugoslavya Milletlerarası Ceza Mahkemesi, 1994’te Ruanda Memleketler arası Ceza Mahkemesi kurularak insanlığa karşı hatalar yargılanmış, soykırım tespiti yapılmıştır. 1998 Ruanda kararı dünya tarihinde bir memleketler arası mahkeme tarafından soykırım kararı verilen birinci karardır. Milletlerarası Adalet Divanı 2007’de Bosna’da bir soykırım olduğunu kabul etmiştir. Münasebetiyle, Almanya, Bosna ve Ruanda’daki olaylara ‘soykırım’ demenin türel bir temeli vardır.”
‘BU HUSUSTA BİR YARGI KARARI YOKTUR’
1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen vazifeli ve yetkili bir mahkeme kararı olmadığına dikkat çekilerek, “Bu bahiste bir yargı kararı yoktur. Esasen ve usulen de mümkün değildir. BM Kontratı ve Milletlerarası Adalet Divanı kararlarında ortaya konulan çerçeve karşısında yargısal bir sistemin harekete geçmesi kelam konusu olamaz. Kaldı ki, Milletlerarası Ceza Mahkemesi (UCM) ya da herhangi mahkeme, lakin hayatta olan failleri yargılayabilir. Sav olunan failler hayatta değilse tüm ceza yargılamalarında olduğu üzere burada da kovuşturma imkanı bulunmamaktadır” denildi.
‘HUKUKİ KARŞILIĞI YOKTUR’
1915 olaylarından kaynaklı rastgele bir hak tezinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde de ileri sürülemeyeceğine işaret edildi. ABD Lideri Joe Biden’ın açıklamalarının tüzel bir karşılığının olmadığına vurgu yapılarak, “Ülkemizin de taraf olduğu Soykırım Kontratı ve bu mukaveleyi yorumlayan Milletlerarası Adalet Divanı içtihatları dikkate alındığında ABD Devlet Lideri açıklamalarının hukuksal bir karşılığı yoktur. Bireylerin olduğu üzere devletlerin de lekelenmeme hakkı vardır. Büsbütün siyasi saiklerle ortaya atılan mesnetsiz savlar, asırlar boyunca adalet ve hukukla yaşamış bir milletin ulu tarihine çamur atma arayışından öbür bir manaya gelmemektedir” sözleri kullanıldı. 
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de bakanlığın açıklamasını, “Gerçekler güneş üzeredir. Güneş balçıkla sıvanmaz” iletisi ile Twitter hesabından paylaştı.