Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin merak edilenleri CNN TÜRK Hafta Sonu programında Hakan Çelik’e yanıtlıyor. Yeni eğitim öğretim yılında neler hedefleniyor? Türkiye eğitim kalitesinde uluslararası düzeyde tercih edilen bir ülke olabilir mi? Deprem bölgesinde eğitim ne durumda? Atama bekleyen öğretmenler için müjde var mı? Milyonlarca öğrenci, öğretmen ve veliyi yakından ilgilendiren çok önemli başlıklar değerlendirdi.
Bakan Tekin’in açıklamalarından satır başları şöyle; 74 bin civarı kurum var. Okul, okul öncesi kurumu… Yaklaşık 20 milyona yakın öğrencimiz 1 milyon 200 bin öğretmenimiz var. Şöyle söyleyeyim size; Sokağa çıktığınızda yaklaşık 80 kişiden 1 tanesi öğretmen. Çok geniş kitlelere hitap ediyoruz.
Sadece Türkiye’de değil dünyanın her ülkesinde eğitim her ülkenin ana problemlerinden bir tanesi. Biz kendi ülkemiz açısından söyleyeyim. 86 milyon nüfus varsa 86 milyon eğitimle ilgili önerme var demektir bu minimum. Bu önermeler kuşkusuz birbirinden zıt, taban tabana önermelerle de karşı karşıyayız. O yüzde attığımız her adım, yapmaya çalıştığımız her şey önemli oranda destek buluyor ya da muhalif kitleler oluşturuyor. Memnuniyetsizlikler ortaya çıkartıyor.
Daha önce müsteşarlık yaptığım dönemde de örnek gösterilen ülkelerdeki muadillerimizle konuştuğumuzda onlar da kendi ülkelerinde ana problemin eğitim olduğunu eğitimin daha iyi olması gerektiğiyle ilgili tartışmalar olduğunu söylüyorlar. Dolayısıyla dünyanın hiçbir ülkesinde eğitimle ilgili tartışmalar bitmeyecektir, bitmez. Çünkü mükemmel bir eğitim sistemi diye bir önermemiz yok. Herkes daha iyi olması için çaba sarf ediyor.
EĞİTİMDE ‘ÖĞRETMENE MÜLAKAT’ POLEMİĞİ
Ben bu anlamda art niyetli olmayan eleştirileri saygıyla karşılıyorum. Mülakatla ilgili kamuoyunda çok fazla tartışma var.Tek başına mülakatın sanki sadece mülkakat yapmak için çıkartılmış bir kurgu olarak sunuluyor. Bir kere bunu izah etmek gerekiyor. Bu konu gündemimize 2015 yılından itibaren girmeye başladı. Ve 2015 yılında aslında mülakatlarla ilgili bize referans teşkil edecek başka düzenlemelerin hazırlığını yaptık.
Biz dedik ki; Yeni dönemde öğretmen istihdam politikasını ve yetiştirme sürecini revize etmemiz gerekiyor. Yani, çoktan seçmeli bir sınavla öğretmen atamanın yeterli olmadığını, öğretmen arkadaşlarımızın üniversiteye, lisans programına tek tercih sıralamasından başlayıp lisans eğitimi esnasındaki ilave kazanımlarına kadar yani bir öğrencimiz yabancı dil kursuna gidiyorsa, bir sosyal sorumluluk projesi yapıyorsa ya da üniversite bünyesindeki Erasmus gibi uluslararası projelere dahil oluyorsa bunların hepsinden bir portföyle oluşturalım. Ve böyle bir süreç başlatalım dedik.
Öğretmen yeterlilik belgesi ve ardından öğretmen yetiştirme strateji belgesi diye belgeler yayınladık. Mülakat aslında şöyle bir şeydi bu konu gündeme geldiğinde. Tüm bu süreci izleyip sonucunda bir komisyon önünde öğretmen adayımızın kendisini değerlendirdiği bir süreçti. Fakat sonrasında malum 15 Temmuz olunca sadece mülakat ve güvenlik araştırmasıyla sınırlandırmak zorunda kaldık.
“KUL HAKKI YEMEDEN, HERHANGİ BİR İDEOLOJİK BİR KAYIRMA YAPMADAN BUNU YAPABİLMEK”
Şu an yüzde 100 mülakat skoruyla atanıyor öğretmen. Biz yüzde 50-50 yapmak istiyoruz. KPSS yüzde 50, mülakat yüzde 50. 30 büyükşehirde mülakat yapılacak. Mülakatta öğretmen adayına ‘bize ders anlatın’ diyeceğiz. İletişim becerisi ve sorun çözme becerisini ölçeceğiz. Kul hakkı yemeden, herhangi bir ideolojik bir kayırma yapmadan bunu yapabilmek. Komisyon üyesinin adayla ilgili herhangi bir bilgisi olmayacak. Bu sınav öncesi alacağımız tedbirler. Adaya da burada konuştuğun şeyleri bir sınav kağıdına böyle böyle anlattım diye yazılı kağıdı bize teslim edecek. Kamera kaydı da alınacak. İyileştirme ve yapıcı önerilere açığız. Önerilere açığım.
“ÖĞRETMENLERİN ALAN TESTLERİ BAŞARILARI DÜŞÜK”
Öğretmenlerin alan testleri başarısı düşük. Alan bilgisi testinde bir öğretmen arkadaşımızın 75 sorudan yüzde 37-51, başka testte yüzde 47. Bir başka testte başarı ortalaması yüzde 35. Tarih öğretmenlerimizin alan bilgisindeki başarı ortalaması yüzde 41. Bu rakamlar sizin elinizde olsa nasıl düşünürsünüz? Bu alan bilgisi testi. Burada ölçmediğimiz başka bir şey daha var. MEB’in talim terbiye kurulu tarafından onaylanan müfredatı bilmesi lazım. Bitişik eğik el yazısı müfredata girdi, kursu veriyoruz. Bakanlığın müfredatını takip etmiyorlar.
Eleştiriyi yapan sendikalar, siyasetçiler… Böyle rastgele bilmeden eleştiri yapacaklarına yazılı önermelerini bekliyorum. Bana yazılı olarak ‘Şöyle bir şey öneriyoruz’ diye önerilerini getirsinler öyle konuşalım. Böyle niyet okuyacağı hareketlerle bu tür eleştirilere karşıyım.
EĞİTİMDE “SINIFTA KALMA” TARTIŞMALARI
Öğretmenler odasındaki arkadaşlarımızın ortak kanaati olarak gündemimize geldi. Zaten bizim gündemimizde var. Bütün öğretmenler istinasız öğrencilerin herhangi bir bariyere takılmaksızın sınıf geçmeleri, sınıf tekrarı yapmamalarının kendi akademik birikimleri, itibarları açısından soruna sebebiyet olduğunu, öğrenci üzerinde herhangi bir bu anlamda rehberlik yapamadıklarını söyledikleri için biz öğretmenler odasındaki bu talebi bizim zaten almayı düşündüğümüz bu kısa vade tedbirlerden bir tanesiydi. Biz bunu düşünüyorduk zaten. Ama biz bu projeksiyonlarımızın tamamını sahada öğretmen arkadaşlarla istişare ediyoruz, konuşuyoruz. Her bir konuyla ilgili abartmıyorum… Yüzlerce, binlerce arkadaşla sohbet ediyoruz.
Şu ana kadar 30 bin civarı öğretmenle bir araya geldik. Öğretmenlerimizin bu konuda ciddi bir talepleri vardı. Biz de zaten pedagojik olarak bunun doğru olduğunu düşündüğümüz için bu tedbiri aldık. Böyle devam edecek.