Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken, “Suriyelilerin %100’ünü göndereceğiz dersek bu doğru olmaz. Bazı sektörlerde iş gücüne ihtiyaç var. ” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Habertürk’te Sena Alkan’a açıklamalarda bulundu. Bakan Çavuşoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Antalya’da hem turizm var, tarım var, dağın arkası bir de sahil bölgeleri var. Seçmenlere baktığımızda çokça sayıda parti buradan milletvekili çıkardı. Seçmen profiline baktığımızda bir çeşitlilik var. Sonuçta insanlar istikrar istiyor, huzur istiyor, ülkemizin büyümesini istiyor ama sorunları da çok açık şekilde söylüyorlar. Aynı zamanda Antalya’da kira fiyatlarında fahiş artışları olduğu için vatandaşlarımızın ciddi sıkıntıları var. Bunu biliyoruz. Yapmamız gereken epeyce önemli işler var. Alanya-Antalya yolu artık kaldırmıyor. Şimdi Haziran’da otoban ihalesine çıkacağız. Arıtmada sorunlar olmaya başlamıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığımız arıtmaları yapıyor. Mavi bayrak bakımından dünyada birinciyiz. Antalya’nın büyümesi kaçınılmaz. Antalya artık diplomasi de marka haline geldi.
Şahsen ben yüzde 52 bekliyordum. Halkımızın iradesi bu yönde oldu. Akşam sandıklar açılınca önce Güneydoğu, İç Anadolu’dan oylar geldi. Sonra batı kesiminden oylar geldi. Kıl payı ya geçeriz ya da kıl payı ikinci tura kalır demiştik, kıl payı ikinci tura kaldı. Kesinlikle rehavete kapılmamamız lazım. Sandıkta millet karar verir. Millet teveccühünü sayın Cumhurbaşkanımıza gösterdi. Seçimin ilk turu da referandumdur. Muhalefet biraz paniklediği için işi farklı boyuta çekmeye çalışıyor. Bu seçimdir. İlk turda bir meyil gösterdi. Elbette hiçbir seçimin garantisi olamaz, dolayısıyla rehavet olamaz. Yurt dışında sandıklara koşa koşa gidildiğini görüyoruz. Rehavet yok. Rehavete kapılırsanız kaybedersiniz. Seçim gecesi ‘kazandık’ diye çarpıtıcı açıklamalar oldu. Eminim onlar da pişman olmuştur. Onların dışında herkes seçimin sonucuna saygı duyuyor.
“BUNLARDAN DERS ÇIKARIRSAK AYNI HATAYI YAPMAYIZ”
21 yıl demokratik ülkelerde iktidarda kalmak kolay bir şey değil. Şu anda maalesef bir düşüş var. Ama en yakın rakimize nerden baksanız yüzde 12 civarında fark atmışız. Şimdi buradan çıkarılacak dersler var. Şu anda ikinci tura odaklandığımız için o değerlendirmeyi seçimler tamamen bittikten sonra partimizin ilgili organları da yapacak, bizler kendi açımızdan yapacağız, teşkilatlarımız hep beraber bu değerlendirmeyi yapmamız lazım. Bunları iyi analiz etmemiz lazım. Bunlardan ders çıkartırsak hatamızı düzeltiriz. 21 yılda herşeyi mükemmel de yapmış olsanız, bu düşüş kaçınılmaz olur. Bazı arkadaşlar ilk turda Kılıçdaroğlu’na vermiş. ‘Neden’ diye sorduğumuzda ‘Bir değişiklik olsun diye verdik, hata ettik’ dediler. 21 yıl üst üste tüm seçimleri kazanmak her liderin, her siyasi partinin de harcı değildir.
Türkiye’de deprem oldu ve Ramazan vardı. Eski seçimler gibi nefret söylemiyle geçmesin, kampanyamız müzikle olmayacak demişti sayın Cumhurbaşkanımız. İster istemez seçim atmosferi. İktidardasınız sizi eleştirecekler. Eleştiriler gerçekçi olmak lazım. Dile dikkat edilmesi lazım. Bakıyoruz düzgün üsluplar değil. İktidara alternatifsiniz, hedef göstermeniz lazım. Biz rakiplerimizi kendimizle kıyaslayacağız. Karşılıklı eleştiriler son derece doğal. Ama deprem zamanında söylenenler, oluşturulmaya çalışın algılar hiç doğru değildi. Elbette baştan eksiklikler varı ama samimice gece gündüz herkes elinden gelen herşeyi yaptı. Depremzede kardeşlerimiz bun gördü. Onların oluşturdukları gibi algı yoktu. Depremzede kardeşlerimiz AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımıza oy verince bu kez onlara hakaret etmeye başladılar.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN BALKON KONUŞMASI
Balkon konuşmasını dinlediniz sayın Cumhurbaşkanımızın. ‘Hiç kimse kaybetmeyecek’ dedi. 21 yıldır eylemlerimizle biz bunu gösteriyoruz. 21 yıldır hak, hukuk, özgürlük bakımından insanların özel hayatı, yaşamı hiçbir şekilde ayrım yapılmadığı gibi herkes 1. sınıf vatandaş olmuştur. Hizmet konusunda oy vermiş, vermemiş hiçbir zaman ayrım yapmadık. Hak ve özgürlükler bakımından da öyle. Sosyal politikalar bakımından da öyle. Her politikanızla, söyleminizle halkı kucaklamanız lazım. Cumhurbaşkanımızın balkon konuşmasında yaptığı budur. İlk turdan sonra bunu gördük. Şu anda ortam yumuşadı. Depremzedelere hakaretlerini görüyoruz, bunu söylemek zorundayız.
Tüm dünya biliyor ki, destekleyen ABD’de biliyor YPG eşittir PKK’nın Suriye kolu. Şimdi milliyetçi kanada oynamaya çalışıyor. YPG terör örgütü müdür, değil midir, bunun cevabını vermesi lazım. Bedava traktör dağıtacaktı belediyeler mesela. Hiç böyle bir şey görmedik. Sayın Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ’ın görüşmesi oldu. Sayın Cumhurbaşkanı da Sinan Oğan’la bir görüşme gerçekleştirildi. Şimdi bir açıklama gelmedi. Herhalde önümüzdeki günlerde açıklama olur diye düşünüyoruz. Sonuçta yüzde 5 küsur oy. Seçmen ilk turda Cumhurbaşkanımıza da Kılıçdaroğlu’na da vermek istemedi. Seçmenin bir bölümü Muharrem İnce’ye yapılanların doğru olmadığına inanarak t epki oyları da vardı. Göçmen meselesi, diğer konular, gençliğin Muharrem İnce’ye yönelik meyili vardı. Yüzde 5.17 oy bana göre önemli oy.
“REJİMLE GÖÇ İLE İLGİLİ ANGAJMANA GİRDİK”
Yüzde 5,17’yi tamamen bir yere kanalize edilebilir mi, edilmez mi bunu anketlerde görmemiz lazım. Biz görüyoruz ki oradan bize gelecek oylar var. Kılıçdaroğlu’na hiç vermeyecek olanları görüyoruz. Muharrem İnce’ye FETÖ’nün organize ettiği açık. Millet İttifakı, Kılıçdaroğlu’nun HDP ve FETÖ ile girdiği angajmanı milliyetçi olan insan kabul edilemez. İkinci turda büyük oranda sayın Cumhurbaşkanımıza oy vereceklerini düşünüyoruz. Göç bir olgudur, sorundur. Dünyada hiçbir ülke, yönetim ‘ben kapılarımı açayım kim ülkeme gelirse gelsin’ demez. Tam tersine tedbir alır. Biz de sınırlarımızda çok ciddi tedbirler aldık. Ama diğer taraftan, üç tarafımızın denizle kaplı olduğunu unutmamak lazım. Bu sorun devam edecek bir sorundur dünyada. O yüzden nasıl yönetmeye kafa yormak lazım. Bunu sadece nefret söylemi, popülizmle çözemezsiniz. Çok sayıda Afgan’ı gönderdik. Suriye’ye de 550 bin göçmeni gönderdik. Ama bu sayı yetmez. Daha fazla göndereceğiz. Rejimle bir angajmana giriyoruz, bunun altyapısı için karar aldık. Ben niye seçim zamanı Rusya’ya Moskova’ya toplantıya gittim. Orada göç konusunu konuştuk.
“SURİYELİLERİN TAMAMINI GÖNDERECEĞİZ DERSEK DOĞRU OLMAZ”
Göçmenlerin güvenli şekilde dönmesi, altyapı hazırlanması, uluslararası toplumun verebileceği destekler, can güvenliği teminatı gibi önemli unsurlar var. Kararlıyız, döndüreceğiz ama insan onuruna yapılır şekilde yapmak lazım. Bu işin yol haritasını hazırlıyoruz. Yol haritası siyasi sürecin canlandırılması, Suriye’nin terörden temizlenmesi ve göçmenlerin güvenli şekilde geri gönderilmesi. Terörün olduğu yere Türkiye’deki Suriyeli Kürtler dönmek istemiyorlar. PKK’nın zulmünü orada yaşadılar. Sadece DEAŞ değil PKK aynı şekilde. Esad’la işbirliği yapmadan göndermek doğru olmaz. Can güvenliğinin teminat altına alınması lazım. BM’nin işin içinde olması lazım. AB dahil uluslararası toplumun destek vermesi lazım. Yol haritasında mutabık kaldık. Yol haritasını komite hazırlayıp bize sunacaklar. Göçmenlerin bir an önce gönderilmesi konusunda; güvenli bölgeye daha fazla Suriyeli göndereceğiz. Esad’ın kontrol ettiği bölgeye geri dönüş başlamış olacak.
“ESAD’LA DA İŞBİRLİĞİ YAPARAK GERİ GÖNDERECEĞİZ”
Tamamını yüzde 100 göndereceğiz dersek doğru olmaz. Şu anda Türkiye’de tarım sektörü, sanayide, hallerde istihdama ihtiyaç var. Benim babamın koyunları var mesela çoban bulamıyorum diye söyleniyor. Şu anda iş gücüne ihtiyaç var. Dönmesi gereken çok sayıda Suriyeli var. Onları güvenli şekilde göndereceğiz. Çok daha fazla Suriyeli’yi Suriye’ye göndereceğiz. Yol haritası da bunu kapsıyor. Geri dönüşün takvimi, güvenli bölgede bunların döneceği imkanların yaratılması için çalışmalar başlatılmıştı. Buraya Katar, Suudi Arabistan gibi ülkeler destek verdi. Şimdi Esad’ın kontrol ettiği bölgelere de Suriyelilerin geri gönderilmesi konusunda onların da desteği olacak. Sonuçta güvenli bölgelere göndereceğiz, Esad’la işbirliği yaparak geri göndereceğiz. Afganlıların önemli kısmını geri gönderdik. Çalışmayı İçişleri Bakanlığı yapıyor biz de Dışişleri Bakanlığı olarak Afganistan’la işbirliği yapıyoruz. Pakistan’la da bir geri kabul anlaşması imzalamak için müzakere ediyoruz. Kaçak gelen ülkemize çok sayıda kaçak ve düzensiz göçmeni ülkelerine geri gönderiyoruz. Yeni bir uygulamaya geçtik. Sigortayı zorunlu kılıyoruz. Sigorta gelen kişinin kaçak göçmen duruma düşerse onu geri gönderme kısmını da kapsıyor. Burada hastalandı, kaza yaptı diyelim, tüm bunları kapsıyor. En önemlisi geri gönderme maliyetini kapsıyor.
Sayın Kılıçdaroğlu Rusya’yı tehdit etti. Bir ülkeyle ilişkilerimizi durup dururken bozmamız yanlıştır. Özellikle sayın Muharrem İnce’ye yapılan kumpaslardan sonra bunu söyledi sayın Kılıçdaroğlu. FETÖ’nün yaptığını sayın İnce söyledi. Sayın Kılıçdaroğlu’na bir televizyon programında sordular. Biz de sorduk, ‘elinde bir belge var mı’ diye. Ben bunu sordum ‘Sayın Kılıçdaroğlu somut bilginiz varsa paylaşın’ dedim. ‘Ben böyle izlenim edindim’ dedi. Türkiye’yi yönetmeye talip olan ana muhalefet liderinin çok daha ciddi olması lazım. Biz de herhangi bilgi belge aktarımı olmadı. Bir iddia ortaya atıyorsunuz, bilgi ve belgeleri devletle paylaşmak durumundasınız. Aksi takdirde seçim propagandası olur bu. Öyle bir izlenim edindim diye bir ülke hedef alınmamalıdır.
Bu işler yasakla çözülmez. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi düzenleme yapacağız. Konut arzını dengeleyinceye kadar kamu çalışanlarına destek lazım. Ama sadece bununla çözülmez. Esas konut arzını artırmamız lazım. İlk evim ilk iş yerim projesi artarak devam edecek. Sosyal konut sayısını daha da artıracağız. Antalya’nın değişik yerlerinde epeyce yer bakıyoruz. Antalya’ya turizm sektöründe çalışan arkadaşlar farklı şehirlerden; hatta farklı ülkelerden de insanlar geliyor. Bunlara lojman konusunda destek vereceğiz. Yabancıların mülk alımıyla ilgili bölgesel sınırlama var. Demografik yapıyı da düşünmek zorundayız. Bir bölgenin yüzde 30’unu geçemez. Demografik yapıyı bizim gözetmemiz lazım. Bu ırkçılık falan değil, her ülke bunu yapar, biz de yapıyoruz. Bölgesel kısıtlama zaten var. Yabancıya mülk satışını tamamen yasaklayacağız yaklaşımıyla değil, yasayı daha da katı hale getirerek fahiş artışları önlemek için. Ev sahibi ile kiracılar arasında ciddi kavga sözkonusu. Kanunlar aslında her iki tarafın hakkını, sınırlarını belirlemiş. Bunun ötesine geçişleri görüyoruz. Bu bir sorun ve biz bu sorunu çözeceğiz.
“DIŞ POLİTİDAKADA İLKELERDEN VAZGEÇİLMEMELİDİR”
Her müzakere zorludur. Özellikle uçak düşürme hadisesinden sonra ilk telefon görüşmemi Lavrov’la yapmıştım. Biz kendi tezimizi, Lavrov kendi tezlerini savunuyordu. Nezaket içindeydi tabii ki. İslam İşbirliği Teşkilatı’nda işler gergin iken Batı Trakya ile Kıbrıs’la ilgili belge vardı. Bayağı bizi zorladılar. Bizim hazırladığımız taslak oylamadan geçtikten sonra Arapça’da değişiklik yapılmıştı. İstediğimizi aldık ama 3 gün hayli zorlanmıştık. Aralar limoni olunca bazı ülkeler hemen Batı Trakya ve Kıbrıs konusunda yön değiştiriyorlar. İnsani konularda ilişkileri bozmadan her ülkeyle görüşebilip, ilkelerimizde vazgeçmemiz lazım. Bazı konularda hiç anlaşamayabilirsiniz, bu son derece doğaldır diplomaside. Bununla ilgili ilkelerden ve ortak davalardan vazgeçilmemelidir diye düşünüyorum.
“ÜZÜNTÜMÜ GÖRÜNCE LAVROV BENİ TESELLİ ETTİ”
Uçaktaydık. Sayın Binali Yıldırım Rus elçiyi vurdular dedi. Uçakta internet yoktu, tam anlayamadım. Ertesi gün vurulduğunu anladım. Ertesi gün toplantıya gittim. Baktım herkeste metanet var. Şunu görüm. Türkiye’de herhangi bir güvenlik görevlisi Rus büyükelçisini öldürmez. Bu başka bir şeydi. Ertesi gün Lavrov’un yanına gittim. Üzüntümü görünce Lavrov beni teselli etti. İşte bu FETÖ’cüler her türlü alçaklığı yapıyorlar maalesef. Çok üzülmüştüm. Ertesi gün cenazeyi Lavrov’la karşılamıştık. Annesi ve eşini ziyaret ettim.
“MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU’NUN BAKAN OLMASI ÖNEMLİ DEĞİL”
Halkımız sayın Cumhurbaşkanımız niye seçiyor? ‘Kabineni kur, ülkeye hizmet et’ diyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın kabine kararında şahsi takdiridir. Ben bir kula nasip olmayacak görev ve makamlar bana nasip oldu. Sadece Avrupa Konseyi Parlamenter Meclis Başkanlığı’nda Cumhurbaşkanımızın onayını alarak aday oldum. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘bu seçimi kazanırız aday olun’ dedi, kazandık. Onun dışında hiçbir yere aday olmadım. Sonuçta sayın Cumhurbaşkanımız daha önce kabinelerde görev verd i. 2013 yılından bu yana bakanlık yapıyordum. Hangi görevi verdilerse en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Seçimden sonra sayın Cumhurbaşkanımız hangi görevi uygun görürse en iyisini yapmak için elimizden geleni yaparız. Sayın Cumhubaşkanımızın yükünü almak benim siyasette şiarımız olmuştur. Burada önemli olan Mevlüt Çavuşoğlu’nun bakan olması değil, sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesi, Türkiye’nin istikrarı ve rafahıdır.
“HİZMET BİNASI BİZİM GURURUMUZ OLACAK”
Türk-Yunan sorunları çok çetrefilli. Seçimler yeni bir başlangıçtır. Bizim sorunlarımız yıllardır çözülemeyen sorunlar. Deniz yetki alanları, kime ait olduğu anlaşmalarla pek belli olmayan adacıklar, kayalıklar çözümü kolay mı? 6 milin üstünde 10 mil talep ediyorlar. Yine silahsızlandırılmış adaların statüsü. 10 millik hava sahası talebi uluslararası hukuka aykırı. Önemli olan karşı tarafın, Yunanistan’ın bu konularda adım atıp atmayacağı. Miçotakis ‘deniz yetki alanları dışında müzakere etmeyiz’ dedi. Yunan tarafı sadece bir konuyu konuşalım diyor. Biz de diyoruz ki, diğer sorunlar devam ettikçe gerilmeye devam edeceğiz. Onun dışında normalleşme süreci. Mısır’la yoluna koyduk Suriye ile temelini attık. Dış politikayla ilgili her zaman yapacak çok iş vardır. Üzüldüğüm konu, Dışişleri Bakanlığımıza yeni hizmet binası. Şu andaki bina bize yakışmıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Bunu da yapalım’ dedi. Bunu gerçekleştirirsek bizim gururumuz olacak.