Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “1 Mart’ta eğitim-öğretim başlayacak demiyoruz. 1 Mart’a kadar ara verildiğini söylüyoruz. Hasarımız diğer binalara göre çok az. Tüm okulların hasar tespit raporlarını almadan eğitime başlamayacağız” dedi.
“Türkiye’yi normalleştirmek için eğitimi normalleştirmemiz lazım.” diyen Bakan Özer, salgın döneminde Millî Eğitim Bakanlığının kararlı bir şekilde okulları açtığına işaret ederek “Eğitimi ne kadar hızlı bir şekilde normalleştirirsek Türkiye’nin de bu süreçte normalleşmesiyle ilgili sürecini hızlandırırız. Bu nedenle 71 ilde, yani depremden etkilenmeyen illerde 20 Şubat’ta eğitim öğretimi başlatacağımızı açıkladık. Dolayısıyla 71 il hızlı bir şekilde eğitim öğretime okul öncesinden ilkokula, ortaokuldan liseye, tüm eğitim kademelerinde eğitim öğretime başlayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
OKULLARDA HASAR TESPİTİ YAPILACAK
Depremden etkilenen 10 ilde gelinen nokta hakkında konuşan Bakan Özer, söz konusu illerde Bakanlığın 20 bin 868 binasının bulunduğunu, bunlardan 24’ünün yıkıldığını ve 83’ünün de ağır hasarlı olduğunu belirtti. Özer, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla birlikte bu hafta içinde tüm okul binalarımızın hasar tespit raporunu çıkaracağız. Şubat ayının sonuna kadar bu süreci tamamlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla 10 ildeki eğitim öğretime 1 Mart’a kadar ara verdiğimizi açıkladık. 1 Mart’ta başlayacağını açıklamadık, belki 1 Mart’ta bu 10 ilin bazılarında eğitim öğretime başlayamayacağız.” dedi.
Özer şöyle devam etti: Ama bizim Bakanlık olarak hedefimiz sanki 1 Mart’ta başlayacakmış gibi tüm önlemlerimizi, tüm çalışmalarımızı, tüm planlamalarımızı nihayetlendirebilmek. Burada da biz Bakanlık olarak il bazlı bir değerlendirme yapmayacağız. İlçe bazlı ve okul bazlı değerlendirme yapacağız. 1 Mart’a kadar tüm eksikliklerimizi tamamlamayı ve 1 Mart’a kalmadan 10 ildeki eğitim öğretim sürecinin nasıl devam edeceğiyle ilgili ilave açıklamaları yapacağız.
Bakanlığın hasar gören binalarının oranının genele göre oldukça düşük olduğunu bildiren Bakan Özer, bununla beraber eğitim öğretime başlamadan önce tüm okulların sağlam da olsa az hasarlı da olsa tüm okulların hasar tespit raporunun alınmadan eğitimin başlatılmayacağını vurguladı. Özer, “Bizim amacımız ne olursa olsun eğitim öğretimi başlatmak değil, çocuklarımızın güvenli ortamda eğitim öğretime başlamalarını sağlamak. İnanıyorum ki bir hafta içinde tüm bu süreçleri tamamlamış olacağız ve alacağımız kararları da tüm illerimizle paylaşacağız.” diye konuştu.
Özer şunları söyledi: 10 ilimizdeki ikinci dönem tüm eğitim kademelerinde devam şartı aramıyoruz. Bunu daha önceden açıkladık. Daha sonra da 10 ildeki öğrencilerimizin 71 ile nakliyle ilgili süreci başlattık. Şu ana kadar 2 bin öğrenci 71 ile dağılmak suretiyle nakillerini aldırdı. Bu hafta içinde bu sayı giderek artacak. Ayrıca özel öğretim kurumlarındaki yüzde 3 burslu öğrenci kabul etme şartını da yüzde 10’a çıkardık, yüzde 7’yi bu 10 ilden diğer illere gidecek olan öğrencilerimiz için kullanacağız. Öğretmen ihtiyacı durumunda da yeni öğretmen atamaları yapacağız. Bugün yeni bir çalışma daha yaparak nihayetlendirdik. Bu bölgedeki öğretmenlerimizin diğer illere mazeretle ilgili, sağlıkla ilgili görevlendirmeleriyle ilgili süreçler de inşallah bu hafta içinde başlatacağız. Eğitim öğretimin devam etmesiyle ilgili, öğretmenle ilgili ne ihtiyacımız varsa onları hızlı bir şekilde atama yoluyla görevlendirme yoluyla karşılayacağız.”
MEB, ÖĞRETMENLERİNİN YANINDA
Ailesi deprem bölgesinde olan veya kayıpları olan öğretmenlerin durumu için çalışmalar yapıldığını anlatan Bakan Özer, söz konusu öğretmenlerin idari izinli sayıldığını, o öğretmenlere psikososyal her türlü desteğin sağlandığını ve bu desteğin verilmesine devam edilerek Millî Eğitim Bakanlığının tüm imkânlarını öğretmenlerin yanında olduğunu söyledi.
Liseye geçiş ile ilgili sınavlara ilişkin bir tarih açıklanmadığını dile getiren Bakan Özer, koşulların iyileşmesi durumuna göre sınav tarihinin belirleneceğini bildirdi. Özer, YGS ve YKS sınavıyla ilgili açıklama yaptığını anımsatarak “LGS sınavının kapsamı biliyorsunuz 8. sınıf müfredatından oluşuyor. Biz LGS sınavını sadece 8. sınıfın birinci dönemi konularıyla sınırlı tuttuk. YKS’de de 12. sınıfın ikinci dönemini kapsam dışına aldık. Dolayısıyla tüm öğrencilerimizi ve buradaki öğrencilerimizi düşünecek şekilde mekanizmalarımızı üretiyoruz.” diye konuştu.
Depremden etkilenen çocuklar için verilen psikolojik desteğe değinen Bakan Özer, “Millî Eğitim Bakanlığı, 6 Şubat’tan itibaren tüm ekibiyle sahada. Meslek liselerimiz, halk eğitim merkezlerimiz, olgunlaşma enstitülerimiz ve gönüllü öğretmenlerimiz… Biz zaten 71 ildeki ikinci haftayı, bu yardım mekanizmaları sekteye uğratmamak için uzattık.” ifadesini kullandı.
MESLEK LİSELERİ ÇADIR ÜRETİMİNE DESTEK OLUYOR
Bakan Özer şu bilgileri paylaştı:
“Millî Eğitim Bakanlığı şu anda 10 ilde vatandaşlarımıza yaklaşık günlük 2 milyon sıcak yemek veriyor. 1 milyon 600 bin ekmek üretiliyor günlük. MEB AKUB ekibi, yaklaşık 5 bin öğretmenimiz 10 ilde arama kurtarma çalışmalarına katılıyor. Psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerimiz yaklaşık 4 bin öğretmenimiz sahada vatandaşlarımızın, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin psikolojik sağlamlığıyla ilgili çalışıyor. Öğrencilerimizin psikososyal sağlamlığını artırmak için bir merkez kurduk. Çocuklarımızı burada toplayan rehber öğretmenlerimiz ve psikolojik danışmanlarımız onlara oyun oynatıyor, etkinlik yapıyor ve psikolojik destek sunuyorlar. Şu ana kadar bunlardan Türkiye’de 187 tane kurduk. 10 ildeki tüm çadır merkezlerine de kuracağız. Adım adım aldığımız kararları uyguluyoruz. Mümkün olduğu kadar çocuklarımızın bu travmayı çok hızlı bir şekilde atlatabilmeleriyle ilgili onların sosyalleşmesiyle, birlikte dertleşmesiyle, birlikte oyun oynamasına fırsat veren mekânlar oluşturuyoruz. Depremin ilk gününden itibaren bizden talimat almadan sahaya gidip canla başla çalışan tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Yine meslek liselerinde nasıl kovid-19 salgınında gece gündüz çalışıp maske, dezenfektan, solunum cihazı ve maske makinesi ürettilerse yine bu süreçte de soba üretiminden uyku tulumuna ve en son çadır üretimine ihtiyaç olan her ürünü üreten meslek liselerimizin fedakâr ve cefakâr öğretmenlerine, öğrencilerine; halk eğitimi merkezlerimizdeki fedakâr öğretmenlerimize, olgunlaşma enstitülerindeki fedakâr öğretmenlerimize, gönüllü çalışan arama kurtarmaya destek veren, organizasyonlara destek veren, çadır ve toplanma yerlerindeki vatandaşların her türlü derdiyle de hemhâl olan tüm öğretmenlerimize en içten şükranlarımı sunuyorum. Millî Eğitim Bakanlığı tüm imkânlarıyla vatandaşının yanında olmaya devam edecek.”