Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşında kızı H.K.G.’yi 29 yaşındaki Kadir İstekli ile dini nikahla evlendirdiği iddialarına ilişkin iddianame kabul edildiği öne sürülürken, ,lk duruşma günü olarak 22 Mayıs’ta olacağı belirtildi.
TV100’e göre; Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Kadir İstekli hakkında 67 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası istenirken, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel hakkında 22 yıl 6 ay hapis cezası istendi.
Öte yandan konuyla ilgili olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık açıklamalarda bulundu.
TÜYLERİ DİKEN DİKEN EDEN BİR MESELE
Bakan Yanık’ın açıklamaları şöyle:
Çok tatsız ve hiç duymak istemediğimiz haberlerden birisi. Bakanlık olarak biz uzun yıllardır düzenli olarak erken yaşla evlilikle ilgili çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Erken yaşta evlilik başlığında bile değerlendirilemeyecek kadar tatsız bir konu. Bakanlık olarak davaya müdahil olduk. Delillerin toplanması, hakikatin ortaya çıkması ile mağdura gereken destek vermiş olacağız. Sosyal, ekonomik, sosyal hizmet anlamında ve benzeri her türlü desteği sağlamak da bakanlığımızın sorumluluklarından birisi. Bundan sonra da ihtiyacı ve talebi olursa bu destekleri sağlarız. Ancak meseleye biraz daha derinlikli perspektiften bakarak bir kaç şey söylemek istiyorum. Çocuğun cinsel istismarı tüyleri diken diken eden bir mesele. Hangi gerekçeyle olursa olsun kabul edilemez, onaylanamaz, meşru gösterilemez.
Bakanlık olarak bu meseleyle kadına yönelik şiddetle, istismarla mücadele etmeyi varlık sebebi kabul eden bir bakanlığız. Cumhurbaşkanımızın hassasiyetiyle 20 yıldır aralıksız mücadele var. Kim olursa olsun çocukların cinsel istismarı kabul edilemez, ihmali kabul edilemez, çocukların en güzel şekilde geleceğe hazırlanması için gayret gösteriyoruz. Biz kamuoyuna yansıdığı zaman açıklamalarımızla duyurularımızı yapıyoruz. Bu ve benzeri vakaların en başından itibaren içinde oluruz. Cumhuriyet Savcılığı marifetiyle sürece dahil olmamız söz konusu. Milletimiz müsterih olsun. Kendilerinin bilmediği yüzlerce vakada da mağdurun yanındayız. Bundan sonra hukuki anlamda bu süreç tamamlanıp bitene kadar içinde olacağız.
SİYASET ÜRETİLECEK KONULAR DEĞİL BUNLAR!
Kadına şiddet, çocuk istismarı siyasetin konusu değildir. Siyaset üretilecek konular değildir. İnsani ve maalesef her zeminde karşılaşılabilecek meseleler. Bunu ortak mesele olarak kabul edip bununla birlikte nasıl mücadele ederiz. Yapılan araştırmalar bizim tecrübelerimiz bize şunu söylüyor. İstismar ve şiddette sınıflara ayırıp burada istismar şiddet olmaz diyemiyorsunuz. Özenle mücadele edilmesi gereken bir alandan bahsediyoruz. Siyasi partiler tartışırlar, kendi bakış açıları çerçevesinde yaklaşımları olur, bu ayrı bir şeydir. İnsan söz konusu olduğunda bunu siyaset malzemesine dönüştürdüğünüzde meselenin esasını konuşamıyorsunuz. Meselenin ne kadar çok boyutlu ve ne kadar özenle ele alınması gereken, gerektiğini bilenlerden birisiyim. Siyaset edelim, tartışalım, kavga edeceksek edelim ama bir çocuğun istismarı üzerinden değil. Son tahlilde bu topluma verilebilecek en büyük zararlardan biridir. Burası o alan değil.
ERKEN YAŞTA EVLİLİK AİLE KURMUYOR
Basına yansıyan kısmından bahsedeyim. Farklı bir takım yaşlar var. 6 yaş var, 7-8 yaş var. 13’te nişanlanıp 14’te evlendiğine dair yaşlar var. Ortada bir çocuğun istismarı var. 16 yaşında hakim kararıyla olağanüstü şartlarda, 17 yaşında ebeveyn rızasıyla, 18 yaşında reşit olduğu için kendi rızasıyla evlenir. 16 yaşın altında hukukun kabul ettiği evlilik söz konusu olmaz. 15 yaşın altı çocuğun istismarıdır. Buradaki mesele, evlilik başlığı altında konuşuluyor. Hukuken bir evlilik birliği kurulamadığı çok açık. Daha sonra taraflar boşanmışlar. Bizi ilgilendiren tarafı burada çok erken yaşta cinsel istismarın vuku bulup bulmadığı. Erken yaşta ve zorla evlilikler bir defa şunu ifade etmek istiyorum. Erken yaşta ve zorla evlilik dediğimiz konu 16 yaşın altındakilerden bahsetmek istiyoruz. 16 yaş evlenme yaşı. Bunun altı zorlanarak yapılan evliliklerden bahsediyoruz. Mücadelemiz aralıksız devam ediyor. Burada şunu da ifade etmem gerekiyor. Erken yaşta zorla evliliklerle niye hassasiyetle uğraşıyoruz. Erken yaşta zorla evlilik tek başına kalmıyor. Fiziksel, cinsel, duygusal şiddeti getiriyor. Erken yaşta evlendirilmiş bireyin beraberinde yoğun şiddet örüntüsüne girmesi söz konusu. Yaptığımız çalışmalar şükürler olsun ki sonuç veriyor. Erken yaşla evlilik mücadelesinde 18 yaş altı 16-17 yaş grubundaki evlilik oranları 7,3’tü yanılmıyorsam 2000’lerin başında şu anda 2 küsürlerde. Farkındalık eğitimlerimiz devam ediyor. Kamu kurum kuruluşları, eğitim ve sağlık kurumlarıyla çalışmalar yapıyoruz. Kız ve erkek çocukları için de eğitime erişimin kolaylaştırılması çok önemli. Bizim bu geçtiğimiz 2021-2022 öğretim yılında başlattığımız anaokulu desteğimiz var. Gelir desteği düşük olan çocukların anaokulu aidatını biz ödüyoruz. Bu erken dönemde eğitime erişen çocukların eğitim kurumlarında kalma sürelerini uzatıyor. Erken başlayan çocuğun okulda kalma süresi uzuyor. Sağlığa erişim çok önemli. Kız çocukları özellikle gebelik sürecini takip noktasında sosyal yardım programlarımız var. 2002’den bu yana çok önemli mesafe aldık. Hiç ara vermeden mücadeleye devam ediyor. Kişilerin kendi eğitim, istihdam ve benzeri süreçlerini tamamladıktan sonra hayatlarına ilişkin kararları verip yollarına devam edebilirler. Ailenin korunması, desteklenmesi, nüfusun artması noktasında çalışmalarımız diğer taraftan sürdüren bakanlığız. Erken yaşta evlilik aile kurmuyor. Toplumsal sağlığı da olumsuz etkileyen bir durum.
BUGÜNE DEK KADIN CİNAYETLERİ VE ŞİDDET, GENEL ŞİDDET VAKALARI İÇİNDE DEĞERLENDİRİLDİ
Çaba gösterdiğimizde sonuç aldığımız bir başlıktan bahsediyoruz. Bu anlamda mevzuat mı eksik. İnsan faktörünün devreye girdiği bir başlıkta 84 milyon nüfusuz. Parametreleri çok farklı meseleden bahsediyoruz. Toplumsal kabullerin değiştirilmesinden, şiddetin çözüm olarak onaylanmamasına kadar, mağdurların öğrenilmiş çaresizliğinin yok edilmesine kadar. Kadın çalışmalarının aktivizminden gelen biri olarak söyleyeyim, bizim çalışmalarımız ciddi düzenlemeler içeren yasalar. Genel olarak çocuk istismarında hürriyeti bağlayıcı cezalar oldukça yüksek. Mayıs’ta çıkan yasa değişikliğiyle çok önemli parametre değişikliği yapıldı. Bugüne dek kadın cinayetleri ve şiddet genel şiddet vakaları içinde değerlendirildi. Kadın kimliğinden dolayı bir kadının uğradığı şiddetin ya da cinayetin ağırlaştırıcı sebep olması Mayıs’taki değişiklikle girdi yasaya. 2004’te töre ve namus cinayetlerinin kaldırılması ağırlaştırılmış sebep haline gelmesiyle etki oluşturacak.
Mahkemelerimiz faillerle alakalı sağlık tedbiri kararı verebiliyor. Failin sağlık tedbiri kapsamında rehabilitasyonunu tamamlaması gerekiyor. Sağlık Bakanlığımızın sorumluluk alanındaysa da faillerin tedbir sağlık süreçlerini tamamlayıp, tamamlamadıklarını takip ediyoruz. Fail odaklı bakışın özeti, failin iyileştirilerek şiddet riski taşımaktan uzaklaştırılması.
Öncelikle 25 Kasım 2022’de Cumhurbaşkanımızın eylem planından bahsetmek isterim. Bizim 4’üncü Ulusal Eylem Planımız 2021-2025 dönemini kapsayan bir plan. 2023 yılına ilişkin faaliyet planını Cumhurbaşkanımız açıkladı. Toplumsal farkındalık hiç değişmeyen başlık. Adalete erişim, veri ve istatistik, politika ve koordinasyon geliştirilmesi, koruyucu ve önleyici hizmetler. Ne yapılmadı da bundan sonra yapılacak. Şiddetle mücadele bir süreç gerektirir. Bir kereye mahsus sihirli değnekle dokunduğunuzda alacağınız sonuç yok. Mücadele ve mücadele araçlarını çeşitlendirdiğimiz süreçten bahsediyoruz. Bunu özellikle ifade etmek isterim.”