Ramazan ayı ile birlikte bazı STK’lar yardım adı altında yaptığı kendi reklamları ile ihtiyaç sahibi aileleri de rencide ediyor.
Eskiden müslümanlar, sadakayı gizlice verir, fakir uyurken cebine koyar veya bir çocuk vasıtasıyla fakire gönderirlerdi. Fakiri şükran borcu altına sokup incitmek istemezlerdi. Ancak günümüzde ise bu durum reklamlara dönmüş durumda. “Sağ elin verdiğinden sol elin haberdar olmaması” anlayışı vardır, bunda gösteriş ve riyadan uzaklaşıp, ihlasla yardım etme amacı güdülürken, bazı dernekler ve sivil toplum kuruluşları tarafından reklam amaçlı yapılır olmaya başladı.
Fakir vereni görürse, riya ve minnet karışabilir.” yani “Gösterişe ve minnete sebep olan hayır kabul olmaz” buyruğu unutulduğu; hatta yardımın yapıldığı o anlara ilişkin ihtiyaç sahibi hanelerin, kişilerin fotoğraf ve videoları boy boy sosyal mecralarda yayımlanmaya başlandı. “Bakın biz yardım yapıyoruz.” şeklinde insanlara gösterilen o reklam içerikli yardımlarda mahcup kalanlar ise yine fakir, fukara!
“Hazret-i Ali’nin torunu İmam Zeynelâbidîn Hazretleri de her gece Medîne fukarâsının kapılarına sırtında taşıdığı erzak çuvallarını bırakır, kimseye görünmeden geri dönerdi.” İşte o günlere geri dönmeyi umuyoruz.
Sosyal medyayı reklam için değil, bu mübarek Ramazan ayında ihtiyaç sahibine ulaşmak için kullanılmalı.