Merkez Bankası’nın döviz kuruna müdahalesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tayyip Erdoğan dün ne dediyse bugün de aynısını söylüyor. Yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu herkes bilir. Hiçbir zaman yüksek faizci olmadım” dedi.
Türkiye’de ekonomik anlamda kritik günler yaşarken, Merkez Bankası tarafından bugün dolardaki aşırı oynaklığın ardından piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edildiğini duyurdu. Bankadan gelen bu açıklamalarla ilgili konuşan Cumhurbaşkan Erdoğan faize dikkat çekerek, “Tayyip Erdoğan dün ne dediyse bugün de aynısını söylüyor. Yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu herkes bilir. Hiçbir zaman yüksek faizci olmadım. Ama siz mandacı tayfasınız. Döviz kuru ve fiyat artışında da aynısını yaptınız. İstiyorlar ki ülke batsın, mahvolsun” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısındaki açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“GENEL KURULUN ARDINDAN 2022 BÜTÇESİNİ KAZANDIRACAĞIZ”
“Bütçe çalışmaları aynı zamanda parti gruplarının ve milletvekillerinin birikimlerini, hazırlıklarını, kabiliyetlerini ortaya çıkaran mecralardır. Yakından takip ettiğim bütçe çalışmaları sürecinde her bir arkadaşıma teşekkür ediyorum. Genel kurulu da aynı başarıyla tamamlayarak 2022 bütçesini kazandıracağız.
“AYNI HEDEF İÇİN MÜCADELE EDİLDİ”
Gazi Mustafa Kemal’in Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki gayretinden rahmetli Özal’a kadar pek çok devlet adamı aynı hedef için harekete geçmiştir. Tek parti faşizmi ve darbelerle kesintiye uğramıştır. Bu ihanetlerin gerisinde Türkiye’nin belgede ve dünyada söz sahibi olmasını istemeyenler vardır. Ülkemizin IMF ile ilk anlaşmayı yaptığı 1947’den itibaren bu küresel sistemin kontrolü altına girmiştir. Siyaset ve bürokrasinin yanında ülkenin dinamikleri bu yönde dizayn edilmeye çalışılmıştır. bu sistemin dışına çıkış ülkenin kendi rotasına sokmak isteyenler hukuk dışı müdahaleye maruz kalmıştır.
“ÜLKEMİZİ HEDEFLERİNDEN ASLA KOPARMADIK”
AK Parti iktidara geldiğinde geçmişi 2 asrı bulan bir ülke devraldı. Bizim iktidar dönemimizde kendi içinde aynı amaç için farklı araçların kullanıldığı zorlu yıllarla geçti. Bir dönem vesayeti, bir dönem PKK’sından DEAŞ’ına kadar terör örgütlerini sürdüler. Bir dönem FETÖ’cü hainlerle saldırıya geçtiler. AB’den ABD’ye kadar uluslararası alanda maruz kaldığımız haksızlıkları saymıyorum. Allah’ın yardımı, milletimizin desteğiyle girdiğimiz her mücadeleyi kazandık. Ülkemizi hedeflerinden asla koparmadık.
Tıpkı bugün olduğu gibi. Ülkemizin yeni tehditlerle yüzleştiği dönemde sahte bir kaygı ifadesinin gerisinde sevinçle beklediklerini gördük. Bunlar her meselede böyle davrandılar. Karanlık cinayetlerde, terör örgütlerinin saldırılarında dökülen kanları üzerimize sıçratmak için çalıştılar. Hep karşı tarafın yanında saf tuttular. Türkiye ekonomisini mahvedeceğiz diyenlerin değirmenine su taşıdılar. Yönetimi değiştireceğiz diyenlerin yoldaşlığına soyundular. Sinsi oyunlar peşinde koşanların figüranlığına talip oldular. Ormanlarımız yanarken bile ateşin üzerine benzin dökecek fitne işlerle uğraştılar.
Utanmadan sıkılmadan ‘yüzde 1’e indirin.’ Sizin yemininiz makbul değil. Tayyip Erdoğan dün ne dediyse bugün de aynısını söylüyor. Yüksek faizden ne kadar rahatsız olduğumu herkes bilir. Hiçbir zaman yüksek faizci olmadım. Ama siz mandacı tayfasınız. Döviz kuru ve fiyat artışında da aynısını yaptınız. İstiyorlar ki ülke batsın, mahvolsun.
Biz bu kifayetsiz muhterislere her zamanki gibi çok beklersiniz diyoruz. Biz gözü de kalbi de dışarıya bakan bu mankurtlara hadi oradan diyoruz. Biz büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını engellemek için her yola başvuranlara kazanamayacaksınız diyoruz. Vesayete, darbecilere, terör örgütlerine, para baronlarına karşı hangi mücadeleyi verdiysek, faiz lobisine de aynı mücadeleyi veriyoruz. Girdiğimiz hiçbir yoldan nasıl geri dönmediysek bu yoldan da geri dönmeyeceğiz.
Kurla ilgili beklentinin seviye değil, istikrarın sağlanması olduğunun farkındayız. Çarşı pazardaki kimi ürünlerdeki fahiş fiyat artışının çoğunun mantıklı bir izahının bulunmadığını görüyoruz. Zincirleme fiyat artışlarının temizlenmesi gerektiğini biliyoruz. Bu tablo küresel kriz ile ülkemizdeki değişimin birlikte gerçekleşiyor olmasından kaynaklanıyor.
Türkiye yüksek faizi terk etti. Üretimi, ihracatı önceleyen bir stratejiye geçmiş bulunuyoruz. Ülkemizin neredeyse dünyada büyümesini sürdüren yegane ekonomi haline gelmesini bu değişime borçluyuz.”