Sayıları 700’e kadar düşen Akdeniz fokları fotokapanla görüntülendi

DÜNYA üzerinde sayıları 700, Türkiye’de ise 100’e kadar düşen Akdeniz fokları, Mersin’de bilim insanları tarafından kurulan fotokapanlarla görüntülendi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen çalışma kapsamında fotokapanlarla Akdeniz kıyılarına 34 fok tespit edildi. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim vazifelisi Dr. Meltem Ok, geçmişte tüm Akdeniz kıyılarda yaşayan fokların sayısının, insan baskısı ve bilhassa habitatların kaybı nedeniyle düştüğünü söyledi.
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Akdeniz fokları, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından 25 yılı aşkın müddettir gerçekleştirilen izleme ve muhafaza çalışmaları kapsamında fotokapanlarla görüntülendi. Dünya üzerinde sayıları 700, Türkiye’de ise 100 kadar kaldığı kestirim edilen Akdeniz foklarından 34’ü, son devirde gerçekleştirilen çalışmalarla Doğu Akdeniz kıyılarında görüntülendi. Araştırmayı gerçekleştiren ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim vazifelisi Dr. Meltem Ok, geçmişte tüm Akdeniz kıyılarda yaşayan fokların sayısının, insan baskısı ve bilhassa habitatların kaybı nedeniyle düştüğünü söyledi. 
Tüm Akdeniz ülkeleri kıyılarında bugün yalnızca Türkiye’de yaşayan Akdeniz foklarının hem Ege hem de Doğu Akdeniz kıyılarında ömür alanları bulunduğu bilgisini veren Dr. Ok, “Mersin, Akdeniz fokları için kıymetli bir bölge. Akdeniz fokları evvelce tüm Akdeniz ülkelerinin kıyılarında görülürken, günümüzde su altı mağaralarına çekilmiş durumdalar” dedi.
‘BİYOLOJİK MİRAS’
Akdeniz kıyılarında son devir yaptıkları çalışmada 34 bireyi fotokapanlar yardımıyla tanımladıklarını belirten Dr. Ok, “Çalışma alanımız Mersin kıyıları ağır olmak üzere Antalya Kaş’tan Suriye hududuna kadar olan alan. Son çalışmamızla birlikte alanda 34 birey tanımladık. Bunların bir kısmı daha evvelki çalışmalarımızda belirlediğimiz bireylerdi. Kızılötesi fotokapanları kullanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kameralar yaklaşık 1 sene kadar mağarada kalabiliyor. Bu halde popülasyonlardaki dalgalanmaları izleyebiliyoruz. Ender olduğu için insanların çok sık görme ihtimali olmayan bu tıp bizim için biyolojik bir miras. Arkeolojik alanlar ülkemiz için ne kadar kıymetliyse biyoçeşitlilik bakımından da bu cins çok değerli, sembol bir tür” diye konuştu.
‘MAĞARADA BEŞERLE KARŞILAŞAN FOKLAR ENDİŞEDEN DÜŞÜK YAPABİLİYOR’
Nesli tükenme tehlikesi altında olan fokların bulunduğu mağaralara katiyen girilmemesi gerektiği ihtarında bulunan Dr. Ok şunları söyledi:
“Bu çeşidin popülasyonlarını izlemek çok değerli. Mersin kıyılarında Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar 7’nci Bölge Mersin Şube Müdürlüğü ile iş birliğinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu alanların korunması için çalışıyoruz. Bu canlıların korunması için hepimize büyük iş düşüyor. Kimi bölgelerde Akdeniz foku mağaralarına seyahat düzenlendiğini duyuyoruz ya da gözlemliyoruz. Bu durum bu az çeşidin ülkemiz popülasyonlarını olumsuz etkiliyor. Akdeniz foklarının mağaralarına katiyen girilmemeli. Zira gebe bireyler korkarak düşük yapabiliyor, kimi bireyler bu ömür alanlarını terk edebiliyor. Takip ettiğimiz alanda 20’yi aşkın deniz mağarasını izliyoruz. Cinsin hayatta kalabilmesi için kritik değere sahip bu alanların kesinlikle korunması gerekiyor.”
Kirliliğe de dikkat çeken Dr. Ok, denizdeki atıkların dalgalarla birlikte mağaraların içerisine biriktiği ihtarında bulundu.