CBÜ’den ‘Sinovac’ araştırması; antikorda 3 ay sonra düşüş

MANİSA Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi sıhhat çalışanlarının yürüttüğü, ‘Sinovac Aşısının Bağışıklık Cevabı 3’üncü Ay İzlem Sonuçları’ açıklandı. Rapora nazaran, sıhhat çalışanlarının yüzde 95,2’sinde, 2’nci aşıdan 3 ay sonra antikor düzeyleri düşüş gösterdi. Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Önderi Prof. Dr. Sinem Akçalı, “Çalışmanın hoş bulgularından biri, izlediğimiz kümede hastalanan kişi sayısının çok az olması” dedi. 
Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları, Halk Sıhhati ve Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Kısmı öğretim elemanları tarafından yürütülen bilimsel çalışma, ‘Sinovac Aşısının Bağışıklık Karşılığı 3’üncü Ay İzlem Sonuçları’ açıklandı. Sonuçlara nazaran, sıhhat çalışanlarının yüzde 95,2’sinde, 2’nci aşıdan 3 ay sonra antikor seviyelerinin düşüş gösterdiği belirlendi. Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Başkanı Prof. Dr. Akçalı, “Ocak ayı itibarıyla sağlık çalışanlarının aşılanmasına başlandıktan sonra biz de üniversitemiz hastanesi çalışanlarında antikor takibi çalışması başlattık. Bu çalışmada hem aşı olan sıhhat çalışanlarının antikor seviyelerini hem de aşıdan sonra hastalanıp hastalanmadıklarını izlemeyi amaçlamıştık. Çalışmamızda ocak ayından itibaren aşılanan 1053 sıhhat çalışanını 3’üncü ay sonrasında kanlarını vermek üzere yine davet ettik. Bu 1053 sıhhat çalışanından 820’si bize geri dönüş yaparak kanlarını verdiler. 1053 sıhhat çalışanını, Covid-19 hastalığı geçirip geçirmeme durumları açısından da takip ettik. Bütün sonuçları daima birlikte tahlil ettik. Alınan 820 kanda Covid-19’a karşı oluşmuş antikorları sayısal bedel olarak belirlediğimiz ‘kantitatif’ dediğimiz bir testle tahlil ettik. Daha sonra da sonuçlarını değerlendirdik” diye konuştu.
YÜZDE 97’DEN YÜZDE 77’YE DÜŞÜŞ
Prof. Dr. Akçalı, sağlık çalışanlarında antikor seviyelerinin 3’üncü ay sonunda düştüğünü fark ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:  
“Sağlık çalışanlarının yüzde 97’si antikor olumluyken 3’üncü ay sonuçlarında bu oranın yüzde 77’ye düştüğünü gördük. Ayrıyeten tüm çalışma kümesinin genel olarak yüzde 95,2’sinde antikor seviyelerinde bir düşme olduğunu saptadık. Lakin çalışmanın hoş bulgularından bir tanesi izlediğimiz kümede hastalanan bireylerin sayısının çok az olmasıydı. Bu 3 aylık müddet içinde aşılanan 1053 sıhhat çalışanın yüzde 2,8’inin Covid-19’a yakalandığını tespit ettik. Her ne kadar antikor seviyelerimiz düşse de sıhhat çalışanlarının bu aşılama sonrasında Covid-19’a karşı güzel bir biçimde korunmuş olduğunu gördük. Bu da bizim için sevindirici bir sonuçtu. Çalışma kümemizin yüzde 23’ünün bu 3 aylık mühlet içerisinde antikorlarının negatifleştiğini ya da Covid-19 hastalığına yakalandığını söyleyebiliriz. Lakin yüzde 77’si de antikor müspet diyebileceğimiz antikor seviyeleriyle hayatlarını idame ettiriyorlar.” 
‘ANTİKORA BAKARAK MUVAFFAKİYET DEĞERLENDİRMESİ GERÇEK DEĞİL’
Halk Sıhhati Ana Bilim Kolu Önderi Prof. Dr. Erhan Eser de hastalanan 30 sıhhat çalışanının antikorunun yüksek olduğunu lakin antikor sonuçlarına bakarak, muvaffakiyet değerlendirmesi yapmanın doğru olmadığını söyledi. Eser, şöyle konuştu: 
“Aşı olmuş 1053 şahıstan 30 kişinin hastalanması son derece iyi rakam. Çok daha iyi rakam var. 151 sıhhat çalışanının tıpkı hane içinde yaşayan yakını, eşi, çocuğu bu periyot içinde hastalanmış. Yakınları hastalanan bu 151 sıhhat çalışanının yalnızca 18’i hastalığa yakalanmış. Münasebetiyle bu oranın da yüzde 12 olduğunu düşünüyoruz. Demek ki biz çok yakın temasta olsak da riskli temasta bulunsak da aşı bizi yüzde 88 oranında koruyor. Bu da değerli bir data. Yani aşılanalım. Aşılanırsak çok büyük riskler altında olsak da bu bizi koruyacak. 30 hastalanan kişinin antikorunda değişik bir sonuç var. 29’unun antikoru yüksek. Yani hasebiyle yalnızca antikora bakarak, muvaffakiyet değerlendirmesi gerçek değil. Daha çok erkeklerin, yaşlıların ve geliri düşük olan sıhhat çalışanlarının antikorlarının düştüğünü tespit ettik.”
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ‘3’ÜNCÜ DOZ’ TAVSİYESİ
Prof. Dr. Eser, araştırma sonuçlarına nazaran yoksulluk, beslenme bozukluğu ve makus şartların hastalığa yakalanma riskini artırdığını belirterek, “Başta ‘Covid-19 zengin- yoksul ayırt etmiyor’ denildi lakin çok net ayırt ediyor. Aslında iki araştırmamızın ve memleketler arası araştırmaların sonuçları da bunu söylüyor. Yoksulluk, beslenme bozukluğu ve makûs şartlar tabi ki hastalığa yakalanma riskini artırıyor. Bu hastalık zengin- fakir ayırt ediyor. Antikor oranları ağustos ayı sonuçlarımızda yüzde 77’den yüzde 50’lere düşerse sağlık çalışanının 3’üncü doz aşı için hazırlanması gerekir, diye düşünüyorum” dedi.