İngiliz gezgin çiftten caretta carettalar için yardım kampanyası

İNGİLİZ Chris (50) ve Marianne (53) Fisher çifti, karavanlarıyla dünya çeşidine çıktı. ’20 ayda 20 ülke’ sloganıyla yola çıkan çift geçen yıl mart ayında geldikleri Türkiye’de kaldı. Koronavirüs salgını nedeniyle sonlar kapanınca Türkiye’de seyahatlerine devam eden çift, son olarak Antalya’nın Manavgat ilçesine geldi. Burada caretta carettalar için çalışan Seher Akyol ile tanışan çift, ona takviye için takipçileri ortasında yardım kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında 3 bin 600 pound toplandı.
İngiltere’nin başşehri Londra’da hastanede mutfak şefi olarak çalışan Chris ve tıpkı hastanede sekreter olarak çalışan Marianne, ’20 ayda 20 ülke’ sloganıyla dünya cinsine çıkmaya karar verdi. Yetişkin 3 çocuğu bulunan çift, onları İngiltere’de bırakıp, meskenleri dışındaki her şeylerini sattı ve işlerini de bırakarak, karavanlarıyla dünya tipine çıktı. Chris ve Marianne Fisher çifti, geçen yıl mart ayında Türkiye’ye geldi. Koronavirüs salgınının başlamasıyla sonlar kapatılınca Fisher çifti de İstanbul’da kaldı. Yaklaşık 3 ay İstanbul’da kalan ve daha sonra karavanları ile Türkiye çeşidine çıkan çift bu mayıs ayında Manavgat’a geldi. Burada kamp kuran Fisher çifti, kıyıda çöp toplayan Deniz Kaplumbağaları Akdeniz Fokları Kum Zambakları Müdafaa ve Yaşatma Derneği (DEKAFOK) Kurucu Başkanı Seher Akyol ile tanıştı. Akyol’un caretta carettalar için çalıştığını öğrenen çift, yardım kampanyası yapmaya karar verdi. Fisher çifti internet sitelerinde DEKAFOK için açtıkları yardım kampanyasında takipçilerinin takviyeleriyle birinci yarım saatte 3 bin 600 pound topladı. Toplanan paranın daha sonra DEKAFOK’a bağış yapılmak üzere evrak karşılığı Seher Akyol’a teslim edileceği öğrenildi.
HER ŞEYİ SATIP, KARAVANLA DÜNYA TİPİNE ÇIKTILAR
Marianne Fisher, 6 yaşındayken annesini kaybettiği için bu acıyı yaşayan insanları çok âlâ anladığını belirterek, “Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı, böbreklerinde sorun vardı ve hekimler 18 aylık bir ömrünün kaldığını söylemişlerdi. Küçük bir kızı vardı ve kızının da benim üzere annesiz büyümesine müsaade veremezdim. Bu nedenle ona bir böbreğimi verdim” dedi. Bu olayın akabinde eşi Chris ile işlerinden ayrılıp, konutları dışında her şeylerini satarak ‘Trudy’ ismini verdikleri karavanları ile dünya çeşidine çıktıklarını anlatan Marianne Fisher, çıktıkları seyahatleri da Youtube üzerinden paylaşarak seyahat blog yazarlığına başladıklarını kaydetti. Geniş bir takipçi kitlesine ulaştıklarını kaydeden Fisher, gittikleri ülkelerin tabiatı, kültürü ve insanları hakkında bilgileri de paylaştıklarını anlattı.
‘TÜRK HALKI SALGIN PERİYODUNDA BİZİ KORUDU’
İstanbul’dan yola çıkarken güzergahlarını Google üzerinden inceleyerek belirlediklerini aktaran Marianne Fisher, uzun kıyı şeridi ve yorumlardan etkilenerek mayıs ayında Manavgat’ın Sorgun Mahallesi Boğaz mevkii karavan kamp alanına yerleştiklerini söyledi. Türkiye’nin süper bir tabiata sahip olduğunu, Türk beşerinin da sevecen ve sıcak olduğunu aktaran Marianne Fisher, “Türk halkına teşekkür etmek istiyorum, bu salgın devrinde bizi korudular, bize sahip çıktılar, birçok seyahat blog müellifi, Youtuber ve maceracılar salgın nedeniyle kaçarak meskenlerine gitti. Biz burada kalarak bize gösterdikleri sevgiyi videolarımızla paylaştık, buradaki herkesin ne kadar âlâ ve şahane olduklarını göstermeye çalıştık” dedi.
‘TEK BAŞINA BİR ORDU’
Manavgat’ta geldikleri birinci günlerde sabah kıyıda DEKAFOK Kurucu Önderi Seher Akyol’un çöp topladığını fark ettiğini anlatan Marianne Fisher, şunları söyledi:
“Karavanda otururken bir bayanın siyah bir plastik torba ile sabah 5-6 üzere çöpleri topladığını gördük. Sonraki gün tekrar gördük. Sırtına yüklemiş büyük ve ağır torbayı, ATV sürüyor. Kim dedik bu bayan, muhteşem bir kahraman üzere. Sabahları tek başına kıyıları temizliyor, kim bu bayan? Tanışmaya karar verdik, yanaştık ‘merhaba ne yapıyorsun burada’ diye sorduk. Bize kıyısı temizlediğini, carettaları koruduğunu söyledi. Şok olduk. Bir kişilik ordu üzere bir bayan dünyayı değiştirmeye çalışıyor. Hakikaten inanılmaz, o bir kahraman. Seher kendisi için hiçbir şey yapmıyor, o carettalar için yaşıyor. Seher, kaplumbağaları korumak için bir şeyler yapıyor ve tüm parasını  harcamış, sahiden hoş bir yolda yürüyor. Onun yaptıklarını duyunca kalbim süratle çarpmaya başladı. Ona yardım etmemiz gerekiyor, herkesin yardım etmesi gerekiyor.”