Hepsinin yürek sızlatan bir kıssası var

Yiğit Can HELVACI- Doğan GÜNDOĞDU/İSTANBUL, – ENGELLİ ve Muhtaç Hayvanları Yaşatma ve Muhafaza Derneği (ENCANDER) bünyesinde 410 kedi ve köpek, yaşama tutunmaya çalışıyor. Dernekte hayatını sürdüren her hayvanın, vicdanı olan insanların yüreğini sızlatacak bir kıssası var. Kimi baltalı akına uğramış, kiminin dişleri sökülmüş, kiminin ise dikkatsiz şoför nedeniyle hayatı kararmış. Veteriner tabip Ersen Sarıkoca, “Bizim beşerler olarak en büyük pürüzümüz sevgisizlik. Biz burada en büyük pürüzleri sevgiyle aşmaya çalışıyoruz” dedi.
Hayvanların pürüz ve travmasının çoklukla insan kaynaklı olduğunu ve travmayı aşma sürecinin hayvandan hayvana farklılık gösterdiğini belirten Ersen Sarıkoca, şu bilgileri verdi:
“Yaşam merkezimizde darbeye, şiddete bağlı travma yaşayan, kurşunlanmış, baltalı atağa uğramış, kulakları, patileri kesilmiş, köpek dövüşlerinde kullanılmış, tecavüz ve tacize uğramış birçok hayvan var. Bu hayvanlar, beşerler tarafından bu derece ziyan gördükleri halde buraya geldikten sonra yeniden bir insan tarafından sevilmeyi öğrenebiliyorlar. Zira köpeklerin, insanlardan en büyük farkı arka niyetleri olmaması ve berbatlığı çok çabuk unutabilmeleri. Hafızalarında berbatlığı tutup, insanlardan intikam alma üzere bir hisleri yok. Onlar sevgiye sevgiyle kısa müddette karşılık verebiliyor.”
DÖVÜŞTÜRÜLDÜ, BALTALI ATAĞA UĞRADI
Ardahan’da, 2019 yılında dövüştüğü köpeğin sahibi tarafından daima kazandığı gerekçesiyle baltalı akına uğrayan Kangal cinsi köpeğin, omurgasında balta yarasına bağlı kocaman delikle hayat merkezine getirildiğini anlatan Sarıkoca, “Ağır yaralı olarak gelen köpeğimizin çok şükür tedavisi tamamlandı. Yaşadıklarına karşın insan canlısı bir köpek olarak hayatına devam ediyor. Zira bir köpek siz ona ne verirseniz onu alıyor. Bir köpeği nasıl yetiştirirseniz davranışı da buna bağlı şekilleniyor” dedi.
KULAKLARI KESİLDİ, DİŞLERİ SÖKÜLDÜ
Kulakları makasla kesilip, şiddet uygulanan Pitbull cinsi ‘Turbonaz’ın dramını da anlatan Sarıkoca, “’Turbonaz’ın bize gelene kadar ne yazık ki yaşamadığı ıstırap kalmamış. Dişi olduğu için üretimde adeta fabrikasyon tarzı kullanılmış. Kulakları büyük ihtimalle makasla kesilmiş. Köpek dövüşlerinde kullanılmış, geldiğinde dövüşlerden kalan birçok yarası ve izi vardı. Tedavi gördüğü halde izlerin bir kısmı hala duruyor. Bir deri bir kemik olarak bize gelen ‘Turbonaz’, dövüş köpeklerinin önüne dişleri çekilerek yem olarak atılmış. Bugüne kadar birçok sorun yaşamasına karşın beşerlerle hiçbir sorunu yok. Birinci kere gördüğü insanlara bile göbeğini açar, kuyruk sallar, kendini sevdirir. Aslında Pitbull’lar saldırgan, deniyor; ‘yasaklı ırk’ olarak isimlendiriliyor lakin bunun sorumlusu da insanlar” diye konuştu.
‘MUCİZELER BİZİM İÇİN GÜNDELİK ALIŞKANLIKLAR OLDU’
Engelli, hasta ve felçli hayvanlarla birebir atmosferi solumayan şahıslar için mucize olan durumların, kendileri için günlük rutin haline geldiğini belirten veteriner Sarıkoca, “Ötenazi yapılmak üzere olan, ‘Artık bu hayvana yapabileceğimiz hiçbir şey yok’ denen noktalarda yaptığımız müdahalelerle birçok kedi ve köpeği ayağa kaldırdık. Bakımevinde, kronik hastalığı olan, kanserli, çeşitli travmalar sonucu felçli ve yatalak olan birçok hayvanın tedavisi devam ediyor. Ayrıyeten köpeklerde ölümcül olabilen gençlik hastalığı ve kanlı ishal, kedilerde ise tedavisi mümkün olmayan FIP hastalığıyla uğraş eden hayvanların da süreci düzgün geçirmeleri için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.
‘HAYVANLARIN MADDİ MANEVİ DAYANAĞA MUHTAÇLIĞI VAR’
Hayvana şiddetin yaptırımının ağırlaştırılması gerektiğine vurgu yapan Sarıkoca, “Hekimlerin, hayvanseverlerin maddede değişikliğe yönelik bir beklentisi var, insan olarak herkesin bu türlü beklentisi olmalı, diye düşünüyorum. Yaptırımlar etkisiz ve epeyce yetersiz. Maalesef toplumda, ‘Hayvanlara yapılmış, o hayvan, ne olacak ki’ üzere yanlış bir inanç var; lakin bilmiyorlar ki bu işi yapan beşerler olağan psikolojiye sahip değiller. Bugün hayvana şiddet gösteren bir kişi, yarın bir beşere şiddet gösterebilir ve bu şiddetti alışkanlık haline getirebilir. Bu mevzuda birçok bilimsel makale bulunmaktadır. O nedenle tedbirlerin alınması ve caydırıcı formda cezaların uygulanması şart” dedi.
Engelli ve ağır hasta olan hayvanların bakım ve tedavi masraflarının maliyetli olduğunu ve insanlardan kâfi dayanağı göremediklerini söyleyen veteriner Sarıkoca, “Ağır ve kronik hastalığı bulunan hayvanların özel mamalar tüketmesi gerekiyor. Ayrıyeten çeşitli ilaçlar ve tedavilerin tertipli olarak yapılması ve belirli aralıklarla rutin denetimlerin, kan testlerinin yapılması gerekiyor. Bunların hepsini üst üste koyduğunuzda bu hayvanların bakım ve tedavi masrafları epey maliyetli oluyor” diye konuştu.
Engelli hayvanlara özel üretilen yürüteç ve öbür aparatlara da ulaşmanın güç olduğunu belirten Sarıkoca, “Paranız varsa kolay, her şey maliyete bakıyor ne yazık ki. Maddi durumunuzda dert yoksa yurt dışından da getirebiliyorsunuz, bunu Türkiye’de üreten çeşitli firmalar da var. Lakin olay büsbütün maliyette bitiyor” dedi.
BULUNDUĞUNDA 3 PATİSİ KESİLMİŞ, KAN KAYBINDAN ŞOKA GİRMİŞ
Hayvanların ömürlerinin geri kalanında bir gün bile olsa memnun olabilecekleri ortam yaratmaya çalıştıklarını belirten derneğin kurucusu ve önderi Zühal Kadıoğlu, toplumsal şuurun oluşması ismine engelli hayvanların görünürlüğünün artması gerektiğine dikkat çekti. Merkeze patileri kesik halde getirilen ve tedavi gördükten sonra sıhhatine kavuşan ‘Sızı’ isimli köpeğin öyküsünü anlatan Kadıoğlu, “‘Sızı’ şiddete maruz kalıp 3 patisi kesilmiş ve çukurda en az 7-8 gün kalmış bir köpekti. Bulunduğunda kan kaybından artık şoka girmişti. Çabucak özel araç ile İstanbul’a aldık ve de tedaviye başlandı. Sol ön ve art patileri yok ve sağ art patisi yarım. Uzun tedavi sonucu hayata tutundu, kendisine protezler yapıldı lakin adapte olamadı. İnsanlara uzun vakit güvenemedi, özel eğitmen geldi, 1 ay boyunca ilgilendi. Vakitle insanlara yaklaşmaya ve güvenmeye başladı. Şu anda öz itimadı tam ve çok keyifli bir can olarak himayemizde hayatına devam ediyor” diye konuştu. 
‘HER CANLININ ÖMÜR HAKKI VARDIR’
Hayvanların maddede mal olarak korunduğunu, bu yüzden bir can taşıdıklarının göz arkası edildiğini kaydeden ENCANDER Başkanı Kadıoğlu, şöyle konuştu: 
“Hayvanlara şiddet uygulayan, öldüren bireylere kalıcı bir yaptırım uygulanmamaktadır. Bu bireylere uygulanan yaptırım ne yazık ki para cezasıyla sonlandırılmıştır. Biz hayat hakları savunucuları olarak hayvanlara yapılan her türlü şiddetin kesinlikle mahpus cezası alması ve/veya bu şahısların toplumsal sorumluluk projelerinde çalıştırılıp hayvanlar ile bağlantıya geçmelerinin sağlanması, hayvanların muhtaçlıklarını gidermek için çalıştırılmaları gerektiğini düşünüyoruz. Her canlının ömür hakkı var ve bu hayat hakkının insan eliyle korunması gerekiyor. Bu da lakin kanunlarla mümkün olacaktır.”