İSTANBUL, – Diyabet, obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol üzere hastalıklara sahip olanların koroner arter hastalığı riskinin daha fazla olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gültekin Faik Hobikoğlu, “Bu hastalığı olan bireylerin koroner arter hastalığına yakalanma mümkünlüğü daha yüksek. Koroner arter hastalığı da kalp krizine neden olabilir” dedi.
Dünyada ve Türkiye’de ölümlerin en önemli nedeni olan kalp damar hastalıklarından biri olan koroner arter hastalığı ile ilgili merak edilenleri yanıtlayan Medicana Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gültekin Faik Hobikoğlu, diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol üzere durumları olan şahıslarda koroner arter hastalığının kalp krizine neden olabileceğini açıkladı. Koroner arter hastalığının erken devirde teşhis alıp tedavisi yapılmadığında kalp krizine ve mevte yol açtığını lisana getiren Hobikoğlu, “Bu nedenle riski artıran durumları olan şahısların nizamlı olarak denetim yaptırması gerekiyor” diye konuştu.
GÖĞÜS AĞRISI VE NEFES DARLIĞINA DİKKAT!
Koroner arter hastalığında görülen belirtilere değinen Prof. Dr. Hobikoğlu, ‘Koroner arter hastalığında belirtiler bilhassa kalbin oksijen ve besin muhtaçlığının arttığı antrenman üzere durumlarda ortaya çıkıyor. Kalbin artan muhtaçlığının karşılanması için koroner arterlerden daha fazla kan geçmesi gerekiyor. Lakin bu damarların kimileri tıkalı olduğu için tıkalı damarlarda kalbin muhtaçlığını karşılayacak kadar kan akımı sağlanamıyor. Sonuç olarak hastada anjina dediğimiz göğüs ağrısı, nefes darlığı üzere semptomlar görülüyor. Anjina ismi verilen ağrı, göğsün orta-sol tarafında oluşur ve bazen boyna, omuza yahut sırta yayılabiliyor. Hastalar bu ağrıyı sıklıkla ‘Göğsüme biri oturmuş üzereydi, sıkıştırıyordu.’ halinde tanım eder. Anjina ekseriyetle fizikî yahut duygusal gerilimden sonra meydana geliyor” tabirlerini kullandı.
15 DAKİKADAN UZUN SÜRÜYORSA DİKKAT!
Prof. Dr. Hobikoğlu, anjina ile ilgili “Anjinanın olağanda birkaç dakika sürmesini ve sonra geçmesini bekliyoruz. Lakin anjina 15 dakikadan uzun sürüyorsa yahut hasta dinlenme durumdayken dahi anjina sorunu yaşıyorsa kalp krizi ihtimali akla getirilmelidir. Kalbi besleyen damardaki tıkanıklık yeterlice arttı ve artık damardaki kan akımı sınırlansıysa, bu damarın beslediği doku ölüyor. Sonuç olarak da hastada kalp krizi gelişebiliyor. Kalp krizi geçiren hastada saydığım belirtilere ek olarak çok terleme, mide bulantısı, kusma da görülebiliyor” dedi.
“RİSKİ ARTIRAN BİRÇOK FAKTÖR VAR”
Koroner arter hastalığı riskini arttıran çok sayıda faktör olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hobikoğlu, ‘İleri yaş, sigara içme, diyabet, obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, gerilimli ömür, sıhhatsiz beslenme, fizikî olarak etkin olmama üzere durumların hepsi koroner arter hastalığı riskini artırıyor. Bu faktörlerden birkaçının birlikte bulunduğu durumda ise risk düzgünce artıyor. Bu nedenle bu risk faktörlerine sahip şahısların hastalığının tedavisine uyması, hayat stiline dikkat etmesi, sağlıklı beslenmesi
gerekiyor. Bunların yanı sıra nizamlı olarak kalp denetimlerini de yaptırmalılar” diye konuştu.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Koroner arter hastalığının tedavisi ile ilgili olarak da Prof. Dr. Hobikoğlu, “Damardaki tıkanıklığın daha fazla artmaması için kolesterol düşürücü ilaçlar kullanılıyor. Tekrar pıhtı oluşumunu engelleyen ilaçlar da tıkanıklığın artmaması için hastaya reçete edilebiliyor. Hastanın eşlik eden tansiyon üzere hastalıkları varsa kesinlikle bu rahatsızlıkların da tedavisinin yapılması gerekiyor. Anjiyo olarak bilinen yolla de hastanın tıkanan damarına girerek tıkanıklığı giderebiliyoruz. Şayet tıkanıklık birden fazla damarı etkilemişse bypass ameliyatı ile tıkanan damarları değiştiriyoruz” diyerek kelamlarını tamamladı.
