Bayan teşebbüsçü tezekten biyogaz üretti

Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, – ISPARTA’da özel bir hastanenin muhasebe kısmında çalışan Sevgi Küçüksavlı (38), babasının besihanesinde hayvansal atık olan tezekten biyogaz üretmeye başladı. Küçüksavlı, 2018 yılında geliştirdiği bu projeyle Bayan Çiftçiler Ziraî Yayım Projesi kapsamında birincilik mükafatına layık görüldü. Küçüksavlı, “Doğalgazı olmayan bir besihanede artık doğal gazımız var. Biz olağan biyogazı dönüştürerek kombi sistemi yaptık. Mutfakta, ısınmada kullanıyoruz” dedi.
Küçüksavlı, ödül aldığı projenin ayrıntılarını Demirören Haber Ajansı’na anlattı.
“Bu fikir kızımdan çıktı. Biz kent merkezinde yaşıyorduk. Babamın besihanesinden çalışırken, gübre taşıyorduk. Çiftçiler için gübre her vakit bir problemdir. Kokusu da, öteki bir yere boşaltması da problemdir. Bu probleme nasıl çözelim diye düşünürken, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Tarımda bayan teşebbüsçüler güçleniyor’ projesina katılmaya karar verdik. Hayvan gübresini kıymetlendirebilir miyim diye düşündüm. Araştırmam sonucunda hayvan gübresinden biyogaz yapıldığını öğrendim. Sonra bu projeyi geliştirmeye çalıştık.”
‘ARTIK BİR ‘DOĞAL GAZ’IMIZ VAR’
Türkiye’de 18 biyogaz tesisinin olduğuna dikkati çeken Küçüksavlı, bu tesislerin maliyetinin ise milyon eurolar düzeyinde dolduğunu, gereçlerinin yurt dışından geldiğini söyledi. Kendisinin bu türlü bir maliyeti karşılamasının mümkün olmadığını anlatan Küçüksavlı, “Buradaki bütün kesimleri yurt içinden tek tek temin ettik. Karıştırıcıyı Konya’dan getirdim. Kimi biyogaz borularını Bursa’dan getirdik. Deneme yanılma metoduyla bu tesisi oluşturduk. Doğalgazı olmayan bir besihanede artık bir ‘doğal gaz’ımız var. Yatırım maliyetinin akabinde bize fatura göndermeyen bir sistemimiz var” diye konuştu.
‘MUTFAKTA, ISINMADA KULLANIYORUZ’
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan proje ile ilgili birincilik mükafatı aldığını belirten Sevgi Küçüksavlı, KOSGEB’den de ticari dayanak aldığını söyledi. Küçüksavlı, kurduğu küçük tesiste nasıl biyogaz ürettiğini ise şöyle anlattı:
“Tezekleri alıyoruz. Çamur kuyusuna atıyoruz. Burada karıştırıcı makineleriyle karıştırıyoruz. Makineler yardımıyla orta kuyumuz var. Orta kuyumuza aktarıyoruz. Orada sıcaklık, nem ve oksijen istikrarı var. 24 saatte 40 metreküp kadar gaz üretiyor. O gazı da borular yardımıyla özel bir balona aktarıyoruz. Oradan da 24 saat içinde biyofermantik gübre çıkıyor. Olağanda bu gübrenin bitkiere ziyan vermemesi için 2 yıl  güneşin altında yanması gerekiyor. Biz bunu 24 saat içerisinde o toprak üzerinde yanandan, mineral istikrarı varlıklı bir hale dönüştürüyoruz. Ondan sonra bu gübreyi kıymetlendiriyoruz. Kimyasal gübre kullanımını azaltıyoruz. Toprağın mineral ve potasyum istikrarını zenginleştiriyoruz. Büyük bir kuraklık kelam konusu. Bu kuraklığın da bir nevi önüne geçmiş oluyoruz. Zira toprağın su istikrarını de sağlıyoruz. Otomasyonlu sistemle çalışıyoruz. Elde ettiğimiz biyogazı mutfakta, ısınmada kullanıyoruz. Bölgede çok tezek var. Bu sistem yalnızca mutfak tüpü ve ısınmak için kullanılabilecek bir sistem değil. Etrafımdan bunu kurmamı isteyenler var lakin anlamadıkları nokta bir meskenin ısınması için kullanırsanız 10- 13 senede anca kendisini amorti eder.”