Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Habertürk’te katıldığı canlı yayında eğitimle ilgili çeşitli soruları yanıtladı. Bakan Tekin, okullarda kayıt ücreti alındığı iddialarını reddederek, bu tür ifadelerin öğretmen ve idarecileri zan altında bırakabileceğini söyledi. Öğrencilerin ilkokul ve ortaokullara adres bazlı yerleştirildiğini belirtti ve kayıt ücreti alındığı iddiasının geçersiz olduğunu vurguladı.
Tekin ayrıca, okullarda öğretmen ve şube seçiminde baskılar yapıldığını ve bu durumun önüne geçmek amacıyla 43 maddelik bir genelge yayımladıklarını söyledi. Öğretmen ve şube seçimi konusunda elektronik ortamda dengeli bir dağılımın gözetildiğini de ekledi.
Tekin’in açıklamasından önemli satır başları söyle:
“Özel eğitimle alakalı genel müdürlüğümüz var. Hem materyal hem eğitim anlamında çalışmalar yapıyor. Bu genel müdürlüğümüzü 9 Eylül Pazartesi günü Narin yavrumuzun okuluna gönderdik. Beraberinde 4 tane travma ve yaz üzerine çalışmış uzman arkadaşımız vardı. Bakanlıktan 11-12 kişilik heyet Narin’in okulunda başlangıç startına verdi. Hafta içinde hem öğretmen arkadaşlarımız hem de Narin’in arkadaşlarıyla, köydeki ebeveynlerle rehabilitasyon sürecini yürüttüler. Ben tekrar başsağlığı diliyorum. Bunun bir an önce okuldaki çocuklarımız açısından unutulup eğitim öğretim hayatının başlaması gerekiyor.
“OKULLAR KAYIT ÜCRETİ ALINIYOR İFADESİ CİDDİ İTHAM”
İlkokul ve ortaokula öğrenci alırken yine adres üzerinden, velinin bir şey yapmasına gerek yok, biz kendisini evine en yakın okulla ilişkilendirip, kaydını yapıyoruz. Hal böyle iken ‘kayıt ücreti istiyorlar’ nasıl deniyor orada problem var. Kayıt ücreti alınıyor ifadesi öğretmen, idareci arkadaşlarımızı zan altında bırakabilecek ciddi itham. Çünkü kayıt yaptıracakları okul mekanizması yok. Hal böyle iken kayıt ücreti isteniyor denmesi biraz abes açıkçası. Bunu kabul etmiyorum. Bunu okuldaki idarecilerimize karşı itibar sarsıcı bir söylem olarak değerlendiriyorum.
Özellikle ilkokul ve ortaokullarda çocuklarımızın okula başladıklarında ilkokul öğretmeni seçimi, ortaokulda şube seçimi konusunda baskılar oluyordu. ‘Ben şu öğretmene kaydettirmek istiyorum’ gibi. Şimdi ‘Ben çocuğu o öğretmene yazdırmak için okul müdürü benden para istedi’ deniliyor. Bu yıl okullar açılmadan önce bir genelge gönderdik. 43 maddelik genelge.
Israrlı bir şekilde okullarımıza ‘Kayıt ve benzeri ücretlerle velilerden ücret alınmaması, alan kişilerle ilgili işlem yapılması’ ifadelerini kullandık. Burada en çok istismar edilen alan öğretmen ve şube seçimiydi. Çocuklar okula başladıklarında şube ve öğretmen seçimini okul idaresine bırakmıyoruz dedik. Biz sınıflardaki çocukların birçok parametre açısından dengeli dağılımını gözeterek belli ilkeler benimsedik. Elektronik ortamda 64 aylık ile 84 aylık çocuğu aynı sınıfa koymayalım. Bu bir parametre. Cinsiyet bir parametre. Şu anda kayıtla ilgili olarak yürüyen süreç, kayıt ücreti ya da zorla ücret alınıyor ifadesi gerçekleri yansıtmıyor. Hala bu konuda şikayeti olan varsa bakanlığımıza ulaşsınlar gereğini yapalım.
“BÜTÇEDEN PARA CEMAAT VE TARİKATLARA AYRILDI DİYENLER YALAN SÖYLÜYOR”
Parlamentoda da söyledim siz ‘cemaat, tarikat’ diyorsunuz, ben vakıf ve dernekle protokol imzalıyorum. 5 bine yakın bu anlamda protokolümüz var. İsimlerini açıklamak istemiyorum ama çok farklı perspektiften dünyaya bakan sivil toplum örgütleriyle protokollerimiz var. Bu yapı İçişleri Bakanlığı’nda dernek olarak tanımlanmış. TÜSİAD, TOBB, federasyonlar bizim yaptığımız 4-5 bine yakın protokolün içerisinde. Cemaat ya da tarikat diye tanımlanan protokol sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Orada ikinci yalan var. Hiçbir sivil toplum örgütüne bütçeden bize ayrılan pay içerisinden 1 kuruş para harcamayız. Protokol yapıyorsak bakanlıktan kaynak aktarmayız. Bütçeden şu kadar para cemaat ve tarikatlara ayrıldı diyenler yalan söylüyorlar. Burada da protokolün içeriğine aykırı bir şey yapılırsa protokolü feshedeceğimize dair hükümler koyuyoruz. Hukuka halel getirecek hiçbir şey yok, protokollerde hiçbir sorun görmüyorum.