Aigai’deki 3 bin mezar belgelendi; ortalama hayat 40-45 yıl

MANİSA’nın Yunusemre ilçesindeki Aigai Antik Kenti’nde belgelenen 3 bin mezardan alınan insan kalıntısı ve kemikler üzerinde DNA çalışmaları yapıldı. Aigai Antik Kenti Hafriyat Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, çalışmalar hakkında bilgi verip, bulunan kemiklerin DNA incelenmesinden, antik kentteki insanların ortalama 40-45 yıl yaşadıkları ve devrine nazaran çok berbat olmayan beslenme alışkanlıklarına sahip olduklarının ortaya çıktığını söyledi.
Batı Anadolu’da kurulan 12 Aiol kentinden biri olan Manisa’nın Yunusemre ilçesi Yuntdağ Köseler Mahallesi yakınında bulunan ve 2 bin 700 yıllık geçmişe dayanan Aigai Antik Kenti’nde 2021 yılı hafriyat çalışmaları başladı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu, Yunusemre Belediyesi ve Aliağa Belediyesi sponsorluğunda gerçekleşen hafriyat çalışmaları, bu yıl 3 bin mezarın tespit edilerek belgelendiği nekropolis alanında sürüyor. Fransa, İtalya ve Almanya’dan da arkeologların iştirakiyle memleketler arası proje gerçekleştirilen nekropolis alanındaki mezarlarda ortaya çıkan insan kalıntıları ve kemikler incelendi. Antropologlar ve paleopatologların yardımıyla gerçekleşen çalışmada, kentte yaşayan insanların ortalama ömür müddeti ve insanların nasıl beslendikleri ortaya çıktı.  
KENTİN KURUCULARININ MEZARLARINA ULAŞILDI
Aigai Antik Kenti Hafriyat Önderi ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Kısmı öğretim vazifelisi Doç. Dr. Yusuf Sezgin, “Bu yıl nekropolis alanında çalışmalarımızı ağırlaştıracağız. Nekropolis antik kente ölen bireylerin gömüldüğü alan. Bu alanda 2015 yılında Almanya, İtalya ve Fransa’dan bilim insanları başladığımız milletlerarası bir projenin sonuna geldik. Kentin kuruluşunun milattan evvel 700 civarı olduğu yani kent 2 bin 700 yıl evvel kurulmuş. Nekropolis alanında 10 mezar bulduk. Bu mezarların tarihi de M.Ö. 700’lü yıllara ilişkin. Bu 10 mezarın özelliği kentin kuruluşu ile birebir tarihe denk gelmesidir. Bu 10 mezardaki şahısların aslında bu kenti kuran şahıslar olduğu manasına geliyor. Alanda ise şu ana kadar 3 bin mezar belgeledik. Burada inanılmaz bir büyüklükteki nekropolis alanından bahsediyoruz. Kentin, tabiat şartları ve coğrafyanın çok sert olduğu, volkanik bir arazi üzerinde kurulmuş olması, mezarların geniş alanlara yayılmasına neden olmuş. Çalışmalarımızda kentin 2,5 kilometre uzağında mezarlar buluyoruz. Bu manada 3 bin mezarın belgelenmesi çok değerli. Belgeleme çalışmalarımız tamamlandı. Belgelenen tüm mezarları milletlerarası bir yayına vererek, bilim dünyasına sunacağız. Son hazırlıkları yapıyoruz” diye konuştu.
‘KENT İNSANLARI ORTALAMA 40-45 YIL ARASI YAŞIYOR’
Nekropolis alanında arkeologların yanı sıra antropolog ve paleopatologlardan da faydalandıklarını lisana getiren Doç. Dr. Sezgin, “Nekropolis alanında yürüttüğümüz çalışmalarda yalnızca arkeologlar misyon almadı. Çok farklı olarak jeofizik ve antropolojik çalışmalar yaptık. Ele geçirilen insan kalıntıları ve kemikleri üzerine birtakım tahliller gerçekleştirdik. Kemiklerin DNA’sı ve insanların beslenme alışkanlıkları üzerinde çalışmalar gerçekleştirdik. Buradaki insanların, ortalama 40-45 yaş ömre sahip olduğunu ve devrine nazaran nispeten çok berbat olmayan beslenme alışkanlıklarına sahip olduklarını gördük. Ayrıyeten bu coğrafyada yaşayan insanların orta halli ve daha üst düzeyde yaşayan beşerler olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
‘KENTİN İKTİSADI ÜST SEVİYEDE’
Kentin iktisadının üst düzey de olduğunu ve insanların refah düzeyinin yüksek olduğunu kaydeden Doç. Dr. Sezgin, şöyle devam etti:
“Burada değerli olan noktalardan biri şu. Aigai, Yuntdağı’nın üzerinde kurulmuş bir antik kent. Şu an Yuntdağı’nın coğrafik ve demografik yapısına baktığımızda buranın geri kalmış olduğunu görürsünüz. Ama Antik Devir’de burada bir kent devleti kurulmuş, Burada çok önemli bir ekonomik sistem var. Kenti, bugünkü büyükşehirler olarak değerlendiriyorum. Kentin geçimini de hayvancılık oluşturuyor. Aigai, aslında ‘keçi’ demek. Hayvancılıktan çok önemli paralar kazandıklarını görüyoruz. Zira bu kadar görkemli yapıları yapmak için önemli bir iktisada muhtaçlık var. Günümüzde hala daha bu coğrafyada hayvancılık yapılıyor. Aigai varlığını 1000 yıl boyunca yalnızca hayvancılık üzerine kurmuş ve kenti burada çok refah bir formda yaşatmış”